“İçtihat Metni”

MAHKEMESİ : İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 16. HUKUK DAİRESİ


TÜRK MİLLETİ ADINA

Taraflar arasında görülen davada Bakırköy(Kapatılan) 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 07/12/2016 tarih ve 2014/132 E- 2016/180 K. sayılı kararın davalı-karşı davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine , istinaf isteminin esastan reddine dair İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi’nce verilen 05/10/2018 tarih ve 2017/713 E- 2018/2053 K. sayılı kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı-karşı davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

Davacının İddia ve Görüşleri


Davacı vekili, davalı adına tescilli 2012/02178 numaralı incelemesiz patent ile 2013/05927 numaralı faydalı model belgesinin tekniğin bilinen durumunu aşmadığını, buluşun yenilik özelliğinden yoksun olduğunu ileri sürerek söz konusu patent ile faydalı modelin hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiş, karşı davanın ise reddini istemiştir.

Davacının İddia ve Görüşleri


Davalı vekili, müvekkilinin tencere, kalıp, basma makinesinde yenilik içeren ve üretim tekniğini daha ucuz makine ile daha seri, ekonomik ve hatasız hale getiren bir tekniği geliştirdiğini ve buluş yaptığını savunarak davanın reddini istemiş, karşı davada ise asıl davanın davacısının müvekkilinin tescilli faydalı modeline konu taklit ürünler ürettiğini ileri sürerek sataşmanın önlenmesi ve bu kararın ilanını talep etmiştir.

Yerel Mahkeme Kararı


İlk derece mahkemesince, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; işbu davada davaya konu edilen davalı adına tescilli patent ve faydalı modelin Bakırköy 1.FSHHM’nin 2014/98 Esas ve 2015/84 Karar sayılı dosyasında yenilik vasfı bulunmadığından hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verildiği, kararın 14/07/2016 tarihinde kesinleştiği gerekçesiyle asıl davadaki taleplerle ilgili karar verilmesine yer olmadığına, dava tarihi itibariyle davacının dava açmada hukuki yararı bulunduğundan davacı lehine vekalet ücretine, hükümsüzlük halinde tescilin başvuru tarihinden itibaren geçersiz sayılacağı bu nedenle tecavüz teşkil etmeyeceği gerekçesiyle karşı davanın reddine karar verilmiştir.


Karara karşı davalı-karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.


Bölge Adliye Mahkemesi’nce; yerel mahkeme kararının usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle davalı-karşı davacı vekilinin istinaf talebinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.


Kararı, davalı-karşı davacı vekili temyiz etmiştir.

Yargıtay Kararı


Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK’nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.


SONUÇ:

Yukarda açıklanan nedenlerle, davalı karşı davacı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK’nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK’nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 52,90 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 06/11/2019 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.

Kaynakça ; Yargıtay