“İçtihat Metni”

MAHKEMESİ :FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ


TÜRK MİLLETİ ADINA

Taraflar arasında görülen davada Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 10/09/2014 gün ve 2008/200 – 2014/230 sayılı kararı onayan Daire’nin 08/05/2017 gün ve 2015/14048 – 2017/2706 sayılı kararı aleyhinde davacı vekili tarafından karar düzeltilmesi isteğinde bulunulmuş ve karar düzeltme dilekçesinin süresi içinde verildiği de anlaşılmış olmakla, dosya için düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra gereği konuşulup düşünüldü:

Davacının İddia ve Görüşleri


Davacı vekil, müvekkilinin “SAFARİ” ibareli 12.sınıf ürünleri içeren 1994/152912; 2005/28639, 1999/209323 sayılı tanınmış markaların sahibi olduğunu, “SAFARİ” ibaresinin 12.sınıf ürünler için ülkemizde ilk olarak müvekkili taraafından kullanıldığını, davalının müvekkili markaları ile iltibasa neden olacak ve onun tanınmışlığından haksız yarar sağlayacak şekilde “TATA SAFARİ CRD” ibareli 12.sınıf ürünleri içeren 31.10.2005/46924 sayılı markayı adına tescil ettirdiğini, anılan tescilin müvekkilinin marka tescilinden doğan haklarına zarar verdiğini ifade ederek, davalı adına tescilli “TATA SAFARİ CRD” ibareli 2005/46924 sayılı markanın hükümsüzlüğü ile sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalının İddia ve Görüşleri


Davalı vekili, davanın reddini istemiştir.

Yerel Mahkeme Kararı


Mahkemece iddia, savunma, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; taraflar arasında görülen ve karara bağlanan aynı markaya ilişkin dava dosyaları bulunduğu, davacının “SAFARİ” ibaresini içeren 12. sınıf ürünleri kapsayan 1994/152912 sayılı markasının bulunduğu, bu marka tescilli iken davalının 06.08.1998/10742 sayılı 12. sınıf ürünleri içeren “TATA SAFARİ” ibareli markayı adına tescil ettirdiği, davacının anılan tescilden sonra kendi adına “SAFARİ” ibaresini içeren 1999/209323 ve 2005/28639 sayılı markaları tescil ettirdiği, daha sonra davalının 31.10.2005 tarihinde yargılama konusu 2005/46924 sayılı markayı adına tescil ettirdiği, bununla beraber 2005/46922 ve 2005/46923 sayılı marka tescil başvurularında da bulunduğu, davacının davalı adına tescilli “TATA SAFARİ” ibareli 12. sınıf ürünleri içeren 1998/10742 sayılı markanın hükümsüzlüğü istemiyle İstanbul 2. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2006/218 esas sayılı dosyasında açtığı, davada yargılama sonunda davanın reddine karar verildiği, kararın Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 11.10.2013 gün ve E.2013/781, K.2013/18181 sayılı karar ile “markalar arasında iltibas tehlikesinin bulunmadığı, davalının kötüniyetinin ispatlanamadığı, markanın davalı tarafından kullanıldığı” gerekçesiyle onandığı, davacının karar düzeltme istemlerinin Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 03.06.2014 gün ve E.2014/6386, K.2014/10421 sayılı kararıyla “mahkeme kararında belirtilip Yargıtay ilamında benimsenen gerektiricisebeplere, davalı markasında bulunan esaslı unsur konumundaki “TATA” ibaresinin yeterli ayırt ediciliği sağlamış olmasına, 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi uyarınca iltibas tehlikesinin bulunmamasına, davalının markasını kullandığının sabit olmasına, kötüniyetin kanıtlanamamasına ve davanın beş yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılmamış olmasına” işaret edilerek reddedildiği, işbu davada iptali istenen markanın “TATA SAFARİ” ibareli olduğu, hükümsüzlük istemi yukarıdaki gerekçe ile reddedilen 1998/10742 sayılı markadan tek farkının ayrıca “CRD” ibaresini içermesi olduğu, bu haliyle davalının 2005/46924 sayılı “TATA SAFARİ CRD” ibareli markasının adına tescilli 1998/10742 sayılı “TATA SAFARİ” ibareli marka ile aynı esas unsurları içerdiği, yargılama konusu markanın işletmesel köken itibariyle önceki marka ile bağlantılı olduğu mesajını açık biçimde verdiği, önceki markanın serisi olarak algılanacağında hiçbir tereddüt bulunmadığı, davalının önceki markaya dayanarak hükümsüzlüğü istenen 2005/46924 sayılı marka üzerinde kazanılmış bir hak elde ettiği, esasen işbu davaya da emsal alınabilecek nitelikte olan yukarıda belirtilen Yargıtay kararlarında da işaret edildiği üzere “SAFARİ” ibaresi itibariyle markalar arasında bir iltibas veya iltibas tehlikesinin mümkün bulunmadığı, markanın kötüniyetle tescil ettirildiği yönünde bir emareye rastlanmadığı, derecattan geçen karar kapsamına göre diğer mahkemelerde derdest bulunan veya incelenmeksizin kesinleşen kararların ise, eldeki davaya emsal alınabilmesinin olanaksız bulunduğu gerekçesiyle, davanın reddine dair verilen kararın davacı vekili tarafından temyizi üzerine karar Dairemizce onanmıştır.


Davacı vekili, bu kez karar düzeltme isteminde bulunmuştur.

Yargıtay Kararı


Dosyadaki yazılara, mahkeme kararında belirtilip Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere göre, davacı vekilinin HUMK 440. maddesinde sayılan hallerden hiçbirisini ihtiva etmeyen karar düzeltme isteğinin reddi gerekir.


SONUÇ:

Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin karar düzeltme isteğinin HUMK 442. maddesi gereğince REDDİNE, aşağıda yazılı bakiye 27,10 TL karar düzeltme harcının ve 3506 sayılı Yasa ile değiştirilen HUMK 442/3. maddesi hükmü uyarınca takdiren 389,49 TL para cezasının karar düzeltilmesini isteyen davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydedilmesine, 11/06/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Kaynakça ; Yargıtay