“İçtihat Metni”

MAHKEMESİ : SAMSUN BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 3. HUKUK DAİRESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA

Taraflar arasında görülen davada Çorum 3. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen 09/03/2017 tarih ve 2015/3048 E. – 2017/163 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi’nce verilen 27/02/2018 tarih ve 2018/197 E. – 2018/231 K. sayılı kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

Davacının İddia ve Görüşleri


Davacı vekili, davalının 17.12.2012 başvuru tarihli … başvuru numaralı patent başvurusu aleyhine, yeni olmadığı ve korunması gereken hususların açıkça ifade edilmediği iddiasıyla 03.09.2014 tarihinde müvekkilinin Türk Patent Enstitüsü nezdinde itirazda bulunulduğunu ancak itirazının TPMK nezdinde reddedildiğini, davaya konu patentin 551 sayılı KHK’nın 7. maddesinde belirtilen kriterleri taşımadığını, korunmak istenen buluşun daha önce dünyada var olan kullanılan bir ürün olduğunu, hükümsüzlüğü istenen patent belgesinde ilgili buluş ile korunacak hususların açıkça yazılmamış olduğunu ileri sürerek davalı adına tescilli … numaralı patentin hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmesini talep etmiştir.

Davalının İddia ve Görüşleri


Davalı, dava konusu … sayılı patentin gerekli incelemelerden sonra tescillendiğini, davacının yenilik kriterine karşı ileri sürdüğü yabancı patentlerin kime ait olduğunu açıklamadığı ve kendisinin de eldeki davayı açmakta ne gibi bir hukuki yararının olduğunu belirtmediğini savunarak davanın reddini istemiştir.

Yerel Mahkeme Kararı


Mahkemece tüm dosya kapsamına göre, davacı vekili her ne kadar talebin kamu düzeninden oluşu ve benzer sektörde faaliyet göstermelerini hukuki yararları açısından mevcudiyetini ileri sürmüşse de sadece benzer sektörde faaliyet gösterilmesinin KHK’da aranan zarar kavramını karşılamadığı, zarara ilişkin davacı yanca somut bir beyan veya delil de ileri sürülemediği, salt benzer sektörde faaliyet gösterildiği iddiasının davacının zarara uğradığını ve işbu davayı açmakta hukuki yararının olduğunu göstermeyeceği gerekçesiyle, davanın 6100 sayılı HMK’nın 114/1-h ve 115/2 maddeleri gereğince dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir.


Karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.

Yargıtay Kararı


Samsun Bölge Adliye Mahkemesince, tüm dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebeplerine göre ilk derece mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.


Bölge Adliye Mahkemesi kararı, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.


1- Dava patent belgesinin hükümsüzlüğü istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince davacının işbu davayı açmakta hukuki yararın bulunmadığı gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiş, kararın istinaf edilmesi üzerine Samsun Bölge Adliye Mahkemesince de davacı vekilinin istinaf başvurunun reddine karar verilmiştir. Ancak dosya içerisinde de yer alan 17.09.2010 tarihli TTSG’de ilan edilen davacı şirket ana sözleşmesinin 3. maddesinde şirketin amaç ve konusunun “her türlü kompozit yapı malzemeleri ve bunlardan meydana gelen prefabrik evler, kara ve deniz taşıtları, tankerler, köprü ve üstgeçit yapı elemanları ile her türlü kompozit malzemeler ve yan ürünleri üretmek, satmak, toptan ve perakende ticaretini yapmak, ithal ve ihraç etmek” olarak düzenlenip ilan edildiği; yine davacı vekilinin mahkemenin ihtarı üzerine sunduğu bila tarihli beyan dilekçesinde müvekkilinin aynı sektörde faaliyet gösterdiği için yenilik vasfını haiz olmadığını iddia ettikleri dava konusu patent belgesi nedeniyle zarar görebileceğini belirttiği anlaşılmıştır.


Şu halde, somut olayda davacının faaliyet alanı ve davaya konu patentin kullanım alanı gözetildiğinde davacının davaya konu patent belgesinin hükümsüzlüğünü istemekte hukuki yararının varlığı kabul edilip işin esasına girilerek, yapılacak incelemeye göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde davanın usulden reddine dair ilk derece mahkemesince karar verilmesi ve verilen kararın kaldırılmasına yönelik davacı vekilinin istinaf başvurusunun Bölge Adliye Mahkemesince reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozularak kaldırılması gerekmiştir.


2- Bozma sebep ve şekline göre davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.

SONUÇ:

Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin kabulü ile ilk derece mahkemesince verilen karara yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULARAK KALDIRILMASINA, HMK’nın 373/1. maddesi uyarınca dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davacıya iadesine, 16/09/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Kaynakça ; Yargıtay