“İçtihat Metni”

MAHKEMESİ :FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen davada … Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 01/03/2011 tarih ve 2009/150-2011/59 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 14/05/2013 günü hazır bulunan davacı vekili Av. … ile davalı vekili Av. … dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

Davacının İddia ve Görüşleri


Davacı vekili, müvekkilinin ‘DİVAN’ esas unsurlu tanınmış bir çok markası olduğunu, ‘DİVAN OTELİ’ ve ‘DİVAN OTELCİLİK’ ibareli markasının 50 yılı aşkındır kullanıldığını, müvekkili şirketin Koç Holding A.Ş çatısında yer aldığını, davalının müvekkili markalarıyla aynı sınıfta kullanılmak üzere karışıklık yaratacak şekilde ‘HALKALI DİVAN RESIDENCE’ ibareli markayı adına tescil ettirdiğini ileri sürerek, hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalının İddia ve Görüşleri


Davalı vekili, markaların benzemediğini ve ayrı sınıflarda tescilli olduklarını savunarak, davanın reddini istemiştir.

Yerel Mahkeme Kararı


Mahkemece, iddia, savunma, toplanan kanıtlar ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davalı markasının 36, 37 ve 43. sınıflarda tescilli olduğu, ‘HALKALI DİVAN RESİDENCE’ ibaresinden oluştuğu, davacının ‘DİVAN’ ibareli markalarının bulunduğu, 2003 tarihli ‘DİVAN OTEL ve ‘DİVAN OTELCİLİK’ ibareli markalarının 43. sınıfta tescilli bulunduğu, davalı tüm markalarının tanınmış olmadığı, 169914 sayılı markasının otel, restoran, geçici konaklama, yiyecek, içecek hizmetlerinde sektörel tanınmışlığının bulunduğu, davalı markasının ‘HALKALI’ kısmının semt adı olduğu, kimsenin tekeline bırakılamayacağı, ‘RESİDENCE’ ibaresinin 556 sayılı KHK’nin 7/1-c kapsamında kaldığı, esaslı unsurun ‘DİVAN’ bulunduğu, ibare üzerinde davacının öncelik hakkı olduğu, taraf markalarının kapsamı hizmetlerin aynı kaynaktan geldiği, ayrıca kullanımının davacı markasının tanınmışlığı ile ayırt ediciliğine zarar vereceği gerekçesiyle davanın kabulüne, davalı markasının hükümsüzlüğüne karar verilmiştir.


Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.

Yargıtay Kararı


1-Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin yerinde görülmeyen ve aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.


2-Dava, davalı adına tescilli markanın hükümsüzlüğüne karar verilmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece, yazılı gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir. Ancak, davacı tarafın 556 sayılı KHK’nin 8/4. maddesine dayalı iddiaları yeterli şekilde incelenmediği gibi hükme temel alınan bilirkişi raporu da bu yönüyle denetime elverişli bulunmamaktadır. Karar gerekçesinde de markaların kapsamları hizmetlerin aynı kaynaktan geldiği şeklinde genel bir yaklaşım sergilenmiştir.


Davacının ‘DİVAN’ ibareli bir çok markası mevcut ise de mahkemenin de kabul ettiği üzere bunların tamamı tanınmış değildir. Esasen, davacının ‘DİVAN’ ibareli markası da otelcilik ve pastahanecilik alanlarında sektörel düzeyde tanınmışlığı haizdir.


Bu durum karşısında, davalı vekilinin rapora yönelik itirazı da dikkate alınıp, davalının markası kapsamı hizmetlerle davacının markaları kapsamları hizmetlerin karşılaştırılması, davacı markasının tanınmışlığının da dikkate alınması, 556 sayılı KHK’nin 8/4. maddesi uyarınca davalı markası kapsamı tüm hizmetler bakımından hükümsüz kılınıp kılınmayacağının tespiti bakımından denetime elverişli ek rapor alınması veya yeniden uzman bilirkişilere inceleme yaptırılması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde eksik incelemeye dayalı hüküm kurulması doğru görülmemiş, kararın bozulması gerekmiştir.


SONUÇ:

Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı yararına BOZULMASINA, takdir olunan 990,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 14.05.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Kaynak-Yargıtay