“İçtihat Metni”

MAHKEMESİ : BAKIRKÖY 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 03/07/2012
NUMARASI : 2008/82-2012/146

Taraflar arasında görülen davada Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 03/07/2012 tarih ve 2008/82-2012/146 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davacılar vekili tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 08/04/2014 günü hazır bulunan davacılar vekili Av. A. B. O., davalılardan P. Ayakkabıcılık İth. İhr. San. ve Tic. A.Ş. vekili Av. A.. B.. ile diğer davalı D. A. Tic. ve San. Ltd. Şti. vekili Av. M.. T.. dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

Davacının İddia ve Görüşleri


Davacılar vekili, müvekkillerinin spor malzemeleri ve özellikle spor ayakkabıları alanında dünyaca tanınmış iki, üç ve dört şerit markalarının sahibi olduğunu, davalılardan P. Ayakkabıcılık A.Ş. tarafından üretilen 2007-2008 “A. W.” ile www.mp.com.tr ve www.disc.com.tr adlı internet sitelerinde piyasaya “MP” ve “D.” markalarıyla satışa sunulan, diğer davalı tarafından da “D.” markasıyla pazarlanan spor ayakkabıları üzerinde, müvekkillerine ait markaların kullanıldığını ileri sürerek, davalıların müvekkillerine ait marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet oluşturan fiillerinin tespitini, durdurulmasını, 60.000 TL maddi 170.000 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren reeskont faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen tahsilini ve hükmün ilanını talep ve dava etmiştir.

Davalının İddia ve Görüşleri


Davalılar vekilleri, davanın reddini savunmuştur.

Yerel Mahkeme Kararı


Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, marka olarak tescil ettirilen 2, 3 ve 4 şerit şekil markalarına mutlak tekel hakkının verilmesinin, rekabet hakkını açıkça ihlal edeceği, davacının da bu markalarını A. kelime markasıyla birlikte kullanıp tek başına kullanmadığı, bu durumun şerit markalarının tek başına kullanılmasının ayırt ediciliği sağlamayacağını açıkça gösterdiği, şerit şekillerinin tek başına bir kişinin tekeline verilmesinin hukuken doğru görünmediği, dolayısıyla marka hakkına tecavüzün ve haksız rekabetin oluşup oluşmadığının belirlenebilmesi için taraf markalarının kullanılmış olduğu işaretlerle birlikte bir bütün olarak karşılaştırılması gerektiği, bunun aksinin, marka sahipliğinden doğan tekel hakkının aşırı korunması, güvence altına alınan rekabet hakkının ise haksız olarak ihlali sonucunu doğuracağı, diğer bir ifadeyle rekabet hakkı ile fikri mülkiyet hakkı arasındaki dengenin kurulmasının gerekli ve zorunlu olduğu, bu durumlar dikkate alındığında davalı tarafın ürünlerinde kullanmış olduğu marka ve şekillerin, ortalama tüketici bakımından, davacının çizgi markaları ile karıştırılma ihtimalinin bulunmadığı ve aynı veya bağlı teşebbüsten geldiği zannını uyandırmayacağı sonucuna varıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.


Kararı, davacılar vekili temyiz etmiştir.

Yargıtay Kararı


1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına ve 556 sayılı KHK.’nın 1 ve 6. maddeleri uyarınca tescilli markaların korunması esas olup, somut uyuşmazlıkta davacılara ait şerit işaretlerinin korunmasının rekabet hakkını ihlal edeceğine dair mahkemece yapılan değerlendirmeler isabetli olmamakla birlikte, dava konusu ürünler üzerindeki işaretlerin spor ayakkabılara özgü süsleme mahiyetindeki çizgilerden ibaret olması ve markasal bir kullanım niteliğinin bulunmaması karşısında, davalıların fiillerinin davacıların marka hakkına tecavüz oluşturmaması nedeniyle, anılan değerlendirmenin neticeye müessir bulunmamasına göre, davacılar vekilinin aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan ve yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.


2- Ancak dava, marka hakkına tecavüz ve haksız rekabetin tespiti, önlenmesi, maddi ve manevi tazminatın tahsili ve hüküm özetinin ilanı istemlerine ilişkindir.
Yukarıda açıklandığı üzere davalıların fiillerinin davacıların marka hakkına tecavüz oluşturmadığına dair mahkeme kabulünde bir isabetsizlik yoksa da, davacıların ürettiği spor ayakkabıların ürün modellerinin de davalılar tarafından taklit edilmek suretiyle haksız rekabette bulunulduğuna, diğer bir deyişle davalıların davacı tarafın tescilsiz tasarımlarına tecavüzde bulunduğuna dair davacı iddiasına ilişkin olarak mahkemenin inceleme ve değerlendirmesi hüküm kurulması için yeterli değildir.
Zira mahkemenin bu hususta görüşüne başvurduğu 15.09.2010 tarihli asıl ve 15.12.2010 tarihli ek bilirkişi raporunda ve özellikle 08.09.2011 tarihli asıl ve 22.05.2012 tarihli ek bilirkişi raporlarında, davacıların ürettiği tescilsiz tasarımlara konu ürünler bakımından, davalıların ürettiği spor ayakkabısı modellerinin hangilerinin haksız rekabet oluşturduğu, tek tek ürünlerin karşılaştırılması suretiyle açıklandığı ve ürünler arasında iltibas oluşturacak derecede benzerlik bulunduğu bildirildiği halde, mahkemece bu mütalaaya itibar edilmeme nedenleri karar yerinde belirtilmeksizin, duruşmadaki gözlemlere dayalı olarak ve esasen özel ve teknik bilgiyi gerektiren bir konuda değerlendirme yapılmak suretiyle hüküm kurulması doğru görülmemiş, kararın bu nedenle davacılar yararına bozulması gerekmiştir.


SONUÇ:

Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin diğer temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile yerel mahkeme kararının davacılar yararına BOZULMASINA, takdir olunan 1.100 TL duruşma vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacılara verilmesine, ödedikleri temyiz peşin harcın istekleri halinde temyiz eden davacılara iadesine, 10/04/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Kaynak-Yargıtay