“İçtihat Metni”



MAHKEMESİ : …FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ


Taraflar arasında görülen davada ….Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 05/07/2012 tarih ve 2007/164-2012/151 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 24.06.2014 günü hazır bulunan davacı vekili Av…. ile davalı vekili Av. …. dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

Davacının İddia ve Görüşleri


Davacı vekili, müvekkilinin göz sağlığı alanında ülkenin öncü sağlık kuruluşlarından biri olduğunu,tescilli “…..”, “….”, …. “şekil ” markalarının sahibi olduğunu,davalının müvekkilinin markasını tüketiciyi yanıltacak ve iltibasa sebebiyet verecek şekilde hüsnüniyet kaidelerine aykırı olarak “….” olarak kullandığını, davalının kötü niyetli olarak ‘‘….” adı ile marka tescil başvurusunda bulunmuş olduğunun tespit edildiğini, davalının internet sitelerinde hasta kitlesini yanlış yönlendirebilecek şekilde “…”, “Alo …” gibi ibareler kullandığını ileri sürerek, davalının davacının tescilli markasına vaki tecavüzünün ref ine, şimdilik 40.000 TL maddi, 5.000 TL manevi tazminatın temerrüt faizi ile tahsiline ve hükmün ilanına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalının İddia ve Görüşleri


Davalı vekili, davacının yalnızca göz hastalıklarının tedavisi alanında hizmet vermekte olduğunu, müvekkilinin ise genel sağlık hizmetleri alanında hizmetini sürdürdüğünü, davacının “….” markasının sahibi olduğunu, “…” markasının davacı adına tescilli olmadığını, davacının tescilli markası ile kendilerinin kullanmakta oldukları logonun birbirinden farklı olduğunu,davacının tazminat taleplerinin hukuki dayanaktan yoksun bulunduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.

Yerel Mahkeme Kararı


Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna göre, davalının, davacı adına tescilli markaların ortalama tüketicinin gözünde karıştırılmaya sebebiyet verebilecek derecede benzeri olan ibareleri kullanmasının 556 sayılı KHK.nin 61. maddesi hükmü gereği davacının tescilli marka hakkına tecavüz teşkil ettiği, davalının, aynı alanda faaliyet gösteren davacının tescilli markalarından haberdar olmamasının hem basiretli bir tacir gibi davranma yükümü hem de ticari hayatın olağan akışıyla bağdaşmadığı, maddi ve manevi tazminat istemi koşullarının oluştuğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.


Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.

Yargıtay Kararı

Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.


SONUÇ:

Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davalı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, takdir olunan 1.100,00 TL duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, aşağıda yazılı bakiye 1.307,20 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 24.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Kaynak-Yargıtay