“İçtihat Metni”

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ(FİKRİ VE SINAI HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ SIFATIYLA)
TÜRK MİLLETİ ADINA

Taraflar arasında görülen davada … 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 14/04/2016 tarih ve 2012/138-2016/172 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesinin davalı vekili ve katılma yoluyla davacılar vekili tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

Davacının İddia ve Görüşleri


Davacı vekili, müvekkillerinin banyo kesesi üretimi ve satışı yaptıklarını, anlaşmalı firmalara fason üretim yaptırdıklarını, üretilen malları barkodlayarak kendi marka, ticaret unvanı ve eser niteliğini haiz ambalajlarında pazarladıklarını, davalı ile de bu şekilde çalışıldığını, kendisine barkodların teslim edildiğini, daha sonra defolu imalat, mamul mal tesliminde gecikmeler gibi nedenlerle sözleşmenin feshedildiğini, fesih sonrası elindeki barkodları iade etmediğini, müvekkilinden gizlice aynı ürünleri üretip kendi ad ve hesabına sattığını, sattığı ürünlerde müvekkilinin ticaret unvanını, markasını ve ambalajını kullandığını, müvekkili …’nın 2011/08282 sayılı / “…” markasının sahibi olan iki ortaktan biri olduğunu, davalının ürettiği ürünleri müvekkilinin markası altında üstelik tescilli ibaresi ile sattığını, davalının satışa arz ettiği ürünlerin defolu olması nedeniyle müvekkillerinin ticari itibarına da büyük zarar verdiğini, bu hususları değişik iş dosyasında tespit ettirdiklerini, davalının eylemlerine devam ettiğini ileri sürerek, davalının haksız rekabet, marka hakkına tecavüz, ambalajlarda eserin izinsiz kullanımı nedeniyle sebep olduğu tecavüzün men’i ve ref’i ile fazlaya dair hakları saklı kalmak üzere müvekkili şirket için 5.000,00 TL manevi, 10.000,00 TL maddi, müvekkili … için 5.000,00 TL manevi, marka tecavüzü nedeniyle 5.000,00 TL maddi; defolu mal satışı nedeniyle markanın itibarına verilen zarar nedeniyle 5.000,00 TL maddi, ambalajlarda yer alan eserin izinsiz kullanımı nedeniyle sözleşme yapılmış olsaydı ödenecek bedelin üç katını teşkil etmek üzere 5.000,00 TL maddi tazminatın tahsilini ve barkodların iadesini talep ve dava etmiştir. Islah dilekçesi ile davacı … için markanın kullanımı bakımından talep sonucunu, 17.315,00 TL’ye, ambalaj kullanımı bakımından ise 9.000,00 TL’ye çıkarmıştır.

Davalının İddia ve Görüşleri


Davalı vekili, müvekkilince fason imalat sözleşmesi gereğince tedarik edilen ipek kumaş ve diğer ham maddeler karşılığında banyo kesesi dikimi işi yapıldığını, davacı tarafça mal tedarik edilen firmalara hiçbir ödeme yapılmamasından dolayı ürünlerin bedelini müvekkilinin ödemek zorun kaldığını, tarafların arasında yapılan en son toplantıda davalının elinde bulunan … markalı mamullerin fason firmanın kendi pazarında satılmasına karar verildiğini ve davacı şirketin ortağı ve aynı zamanda dava konusu markanın davacı dışındaki diğer ortağı olan … ‘ın yazılı muvafakkatını aldıklarını, müvekkilinin iyi niyetli olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.

Yerel Mahkeme Kararı


Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davalı yanın dava konusu “…” markası üzerindeki haksız kullanımının marka hakkına tecavüz teşkil ettiği, dava konusu marka üzerindeki hak sahiplerinin davacılardan … ve dava dışı … isimli şahıslar oldukları, diğer davacı şirketin dava konusu marka üzerinde herhangi bir hak sahipliğinin bulunmadığı, bu bağlamda markanın kullanımına bağlı olarak talep ettiği itibar tazminatı ve haksız rekabete ilişkin taleplerin konusuz kaldığı; markanın kullanıldığı ambalajın eser olarak kabul edilebilecek bir ürün olup eser sahibinin … olduğu, anılan ambalajlarda yer alan görsellerin aynısın davalı yanca kullanılmasının davacı yanın mali haklarını ihlal ettiği, FSEK m. 68 gereğince üç kat tazminata hükmedilebileceği gerekçesiyle, davacı şirket yönünden davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine davalı yanın dava konusu markaya yapmış olduğu tecavüzün men’ine, ambalajlarda yer alan eserin izinsiz kullanılması nedeniyle 9.000,00 TL ile markaya tecavüz nedeniyl takdiren 1.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsili ile davacı …’ya verilmesine, diğer taleplerin reddine karar verilmiştir.


Kararı, davalı vekili, katılma yoluyla davacılar vekili temyiz etmiştir.

Yargıtay Kararı


1-Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına ve dava konusu ‘‘…’’ markası, davacı … ve dava dışı …’ın adlarına tescilli olup müşterek mülkiyet hükümlerine tabi bulunmakla; davacı şirket yönünden 556 sayılı KHK m.21 ve m. 73 koşullarının oluşmamasına ve dava konusu markanın maliklerinden biri tarafından davalıya verilen kullanma izninin tek başına geçerli lisans sözleşmesi niteliğinde bulunmamasına göre, taraf vekillerinin aşağıdaki bentlerin dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir.


2-Ancak, davalı tarafça izinsiz olarak piyasaya sunulan ürünün ambalajında davacı şirketin ticaret unvanının da haksız olarak kullanıldığı, 6762 sayılı … m. 57/5 kapsamında haksız rekabet oluşturduğu halde mahkemece bu husus karar yerinde tartışılıp değerlendirilmeden davacı şirketin haksız rekabete yönelik talebinin reddi doğru görülmediğinden kararın davacı şirket yararına bozulması gerekmiştir.


3-Bozma sebep ve şekline göre, davalı vekilinin vekalet ücretine yönelik temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle taraf vekillerinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle kararın davacı şirket yararına BOZULMASINA, (3) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin vekalet ücretine yönelik temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, ödedikleri peşin temyiz harcının istekleri halinde temyiz edenlere iadesine, 01/10/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

 Kaynak-Yargıtay