YARGITAY Hukuk Genel Kurulu 2000/11-1804 E.N , 2000/1814 K.N.

Kullanım Sonucu Tanınmışlık Kazanmış Markanın Tescil BaÅŸvurusunun Reddi;  müvekkili firmanın sektöründe hayli tanındığını iddia etmektedir.

# MARKA TESCİLİ #

Taraflar arasındaki “marka tescili” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Ankara Asliye 5.Ticaret Mahkemesince davanın reddine dair verilen 30.9.1999 gün ve 1999/178 E- 528 K. sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay  11.Hukuk Dairesinin 13.4.2000  gün ve  1995/9575-2000/2998 sayılı ilamı ile;  (…Davacı vekili, her türlü mal ve hizmetin ticaret ve pazarlaması, reklam, tanıtım vs. alanlarında faaliyet gösteren müvekkili firmanın sektöründe hayli tanındığını, yıllardan beri tanıtıp meÅŸhur hale getirdiÄŸi “İNTERAKTİF” ibaresini tek başına ve tamamlayıcı kelime ve logolar ile hizmet markası olarak tescil için davalı kuruma baÅŸvurusunun haksız olarak red olunduÄŸunu ileri sürerek, idare iÅŸlem ve kararının iptali ile markalarının tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiÅŸtir.     

Davalı vekili cevabında, marka olarak tescili istenilen “interactive” kelimesinin etkileÅŸimli karşılıklı olarak birbirini etkileyen, sözleÅŸimli, iletiÅŸimli, bilgi alışveriÅŸli, bilgi deÄŸiÅŸimli, program iÅŸlerken bilgisayar  ile kullanıcı arasında bilgi alışveriÅŸi ilgili veya bunu saÄŸlayabilen anlamında olup, kullanılacağı hizmetin çeÅŸit ve amacını gösteren kelimelerin marka olarak tescil edilemeyeceÄŸini savunarak davanın reddini istemiÅŸtir.      Mahkemece, iddia ve savunmaya, toplanan delillere nazaran, davacının tescil için baÅŸvurduÄŸu “İnteraktif” kelimesinin karşılıklı etkileÅŸim anlamında olup 556 sayılı KHK. nın 7/c maddesi gereÄŸince vasıf, kalite, miktar, amaca ve deÄŸer gösteren kelimelerin marka olarak tescil edilemeyeceÄŸi, bu sözcüğün hizmetin vasıf ve kalitesini göstereceÄŸi, bazı tesciller örnek olarak gösterilmiÅŸ ise de, kötü emsalin emsal olamayacağı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiÅŸtir.     

Karar davalı vekili tarafından temyiz edilmiÅŸtir. Dava, marka olarak tescil talebinde bulunulan sözcüklerin 556 sayılı K.H.K. nın 7/I-c bendi gereÄŸince hizmetin vasfını, cinsini, çeÅŸidini münhasır olarak belirteceÄŸi gerekçesi ile, tescil talebinin reddine iliÅŸkin Enstitü kararının iptaline iliÅŸkindir.     

556 Sayılı K.H.K.nın 7/I-c bendi gereÄŸince, hizmet markası olarak tescili talep edilen sözcüğün hizmetin vasfını, cinsini, çeÅŸidini münhasır olarak  belirtmesi durumunda, baÅŸvurunun ret edileceÄŸi tartışmasız olup, Türkçe karşılığı “etkileÅŸimli”, “karşılıklı etkileÅŸim”  olduÄŸu anlaşılan “İNTERACTİVE” veya Türkçe okunuÅŸu “İNTERAKTİF” sözcüklerinin tek başına bu haliyle marka olarak tescilleri mümkün deÄŸildir.     

Ancak, tek başına marka olarak tescili mümkün olmayan bir sözcüğün yanına (hatta tek başına tescili mümkün olmayan sözcük “kök” sözcük olsa bile) ayırt edici nitelikte ek ve ibareler getirilmesi durumunda bu haliyle tescilin mümkün olup olmayacağı üzerinde durulması gerekir. Bir yerde markanın tanımını içeren KHK. nın 5 nci maddesindeki tanımlama birlikte deÄŸerlendirildiÄŸinde, tek başına tescili mümkün olmayan sözcüklerin yanına ayırt edici nitelikte sözcükler ilavesi ile ve genelde ya isim tamlaması veya sıfat tamlaması ÅŸeklinde ortaya çıkan ve yeni bir anlam ifade eden sözcükler grubunun marka olarak tescil edilebilmesinin, yasal düzenlemenin amacına daha uygun olacağı sonucunu varılmıştır. Nitekim, dairemizin 26.11.1999 tarih ve 1999/5790 E., 1999/9590 K. Sayılı kararında da, aynı ilkeler benimsenmiÅŸ ve KHK. nın 7/I-f bendi gereÄŸince tek başına marka olarak tescili mümkün  olmayan İstanbul, Ankara gibi CoÄŸrafi yer isimlerinin “İstanbul Åžarabı”, “Ankara Pazarları”, “Restaurant İstanbul” gibi bir baÅŸka sözcüğün ilavesi ile meydana gelen sözcükler grubunun marka olarak tescil edilebileceÄŸi kabul edilmiÅŸtir. Keza renklerin  de tek başına tescili mümkün olmadığı halde aynı ilkeler renkler için de Dairemizce benimsenmiÅŸtir.

Bu durumda mahkemece, davacının baÅŸvuruda bulunduÄŸu “İNTERACTİVE” veya “İNTERAKTİF” sözcüklerinin tek başına marka olarak tescilinin yargılamayacağının, ancak, bu sözcüklerin sonuna, “Reklamcılık, Pazarlama, Tanıtım, İletiÅŸim” sözcüklerinin ilavesi ile oluÅŸan kelimeler grubunun marka olarak tescilinin mümkün olduÄŸunun kabulü ile bu ilkeler çerçevesinde bir karar vermek gerekirken, yazılı ÅŸekilde hüküm tesisi doÄŸru olmamıştır…) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiÅŸtir.

TEMYİZ  EDEN : Davacı vekili HUKUK GENEL KURULU KARARI Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiÄŸi anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereÄŸi görüşüldü:     

Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulu’nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.

SONUÇ:Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı H.U.M.K. nun 429.maddesi gereÄŸince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peÅŸin harcının geri verilmesine  20.12.2000  gününde, oyçokluÄŸu ile karar verildi.