Türk Marka Hukukunda “Brownie” İbareli Markaların Karıştırılma İhtimali ve Tanımlayıcılık Sorunu: Yargıtay İçtihatları Işığında Akademik Bir İnceleme
Özet
Bu makale, Türk marka hukukunda yaygın kullanılan veya tanımlayıcı nitelikteki ibarelerin (örneğin “Brownie”) marka olarak tescil edilebilirliği ve benzer ibareleri içeren markalar arasındaki karıştırılma ihtimalini ele almaktadır. Özellikle Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin E. 2022/2557, K. 2023/6215, T. 26.10.2023 sayılı kararı temel alınarak, “Brownie” ibaresinin esas unsur niteliği, markaların bütünsel değerlendirilmesi ve ortalama tüketici algısı detaylıca analiz edilmiştir. Makale, bir ibarenin tanımlayıcı olabileceği kabul edilse dahi, markanın diğer unsurlarıyla birleşerek ayırt edicilik kazanabileceğini ve iltibas tehlikesi yaratabileceğini vurgulamaktadır. Yargıtay’ın istikrarlı görüşleri, doktrindeki yaklaşımlar ve uluslararası hukuk standartları ışığında, bu tür ihtilafların çözümünde izlenen hukuki yöntemler sunulmaktadır.
Giriş
Marka hukuku, ticari hayatta mal ve hizmetlerin kaynaklarını belirleyen ve tüketicilerin doğru tercih yapmasına olanak tanıyan markaları koruyarak, dürüst rekabet ortamının sürdürülmesini hedefler. Bu koruma, markanın tesciliyle sağlanan münhasır haklar aracılığıyla gerçekleşirken, markaların tescil edilebilirliği ve korunması konusunda bazı temel prensipler sürekli tartışma konusu olmaktadır. Özellikle, “Brownie” gibi yaygın olarak bilinen bir ürün adının veya tanımlayıcı nitelikteki bir ibarenin marka olarak tescili ve bu ibareyi içeren farklı markalar arasındaki karıştırılma ihtimali, marka hukukunun dinamik yapısını gözler önüne sermektedir.
Bu makalede incelenecek temel Yargıtay kararı, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin E. 2022/2557, K. 2023/6215, T. 26.10.2023 sayılı kararıdır. Bu karar, “Luppo Cheese Brownie Kek” ibareli marka başvurusuna yapılan itirazın reddine dair Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu (YİDK) kararının iptali ve markanın hükümsüzlüğü istemine ilişkindir. Makalenin amacı, bu karar ışığında Yargıtay’ın “Brownie” gibi tanımlayıcı ibarelerin markasal niteliği, markaların bütünsel değerlendirilmesi, iltibas tehlikesinin tespiti ve tanınmış markaların korunması konularındaki görüşünü derinlemesine incelemektir.
İnceleme Konusu Yargıtay Kararının Analizi
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin E. 2022/2557, K. 2023/6215, T. 26.10.2023 sayılı kararı, “brownie” ibaresini içeren markalar arasındaki karıştırılma ihtimali ve markanın hükümsüzlüğü davasına ilişkindir. Davacı vekili, müvekkilinin “Browni” ve “Brownie” esas unsurlu birçok markasının bulunduğunu, “Eti Brovni + şekil” markasının tanınmış marka kaydının yapıldığını, davalının “Luppo Cheese Brownie Kek” ibareli marka başvurusunun davacının markaları ile iltibas oluşturduğunu ileri sürerek YİDK kararının iptalini ve markanın hükümsüzlüğünü talep etmiştir. Davalı ise “LUPPO” ibaresinin markanın esas unsuru olduğunu, “Brownie”nin bir kek türü olduğunu ve tanımlayıcı nitelikte olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
İlk derece mahkemesi, dava konusu markanın davacının markaları ile görsel, işitsel ve kavramsal açıdan benzer olmadığı, “brownie” veya “brownie” markalarının tanınmışlığını ispatlamaya yeterli delil sunulamadığı ve “brownie” ibaresinin doğrudan davacıya aidiyetini ispata yeterli olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar vermiştir.
Bu karar üzerine davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. Bölge Adliye Mahkemesi, istinaf başvurusunu kabul ederek ilk derece mahkemesi hükmünü kaldırmış ve yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle davanın kabulüne, YİDK kararının iptaline ve markanın hükümsüzlüğüne karar vermiştir. Bölge Adliye Mahkemesi, davalı şirketinin başvurusunun (“Luppo Cheese Brownie Kek”) davacı markaları (“ETİ BROWNIE”, “Browni”, “Brownie”) ile iltibas oluşturduğu sonucuna varmıştır.
Bölge Adliye Mahkemesi’nin gerekçesi özetle şöyledir:
- “Brownie” ibaresinin 29, 30 ve 32. sınıflardaki kek emtiası dışında diğer emtia yönünden tanımlayıcı mahiyette olmadığı.
- Yargıtay Hukuk Genel Kurulu ve 11. Hukuk Dairesi’nin emsal kararlarında da belirtildiği üzere, kek emtiası yönünden de davacının birçok markası (örn. 2000/3884 no.lu marka) bulunduğu ve bu markalar hükümsüz kılınmadığı müddetçe herkese karşı ileri sürülebilen mutlak ve inhisari marka hakkı bahşettiği.
- Taraflara ait markalarda yer alan “BROWNIE” ibaresinin taraf markalarının esas unsurları mahiyetinde ve benzer oldukları.
- Bu benzerliğin, markaların tescil kapsamlarındaki aynı veya benzer mallar yönünden ortalama tüketici kitlesinde, her iki markalı ürünün aynı veya aralarında idari/işletmesel bağlantı bulunduğu ve aynı kökenden geldiği zannını doğurabilecek nitelikte olduğu, bu nedenle karıştırılma ihtimalinin oluştuğunun kabulü gerektiği.
- Davalı başvurusunun kapsamındaki mal ve hizmetlerin davacının itiraza dayanak markalarının koruma kapsamındaki mal ve hizmetler ile aynı/aynı tür, benzer olduğu.
- Davalının başvurusuna konu ibare ile davacının itirazına mesnet markaları arasında 556 sayılı KHK’nın 8. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi anlamında iltibas bulunduğu.
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi, Bölge Adliye Mahkemesi’nin bu kararını, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 371. maddesinde yer alan bozma nedenlerinin bulunmadığı gerekçesiyle ONAMIŞTIR. Bu onama kararı, Bölge Adliye Mahkemesi’nin iltibas tespiti, markanın esas unsurunun belirlenmesi ve “Brownie” ibaresinin kullanımının hukuki sonuçlarına ilişkin değerlendirmesini hukuka uygun bulduğunu göstermektedir.
Karardaki kilit cümleler, Yargıtay’ın (Bölge Adliye Mahkemesi kararını onamak suretiyle benimsediği) görüşünü en net şekilde ortaya koymaktadır:
- “taraflara ait markalarda yer alan ‘BROWNIE’ ibaresinin taraf markalarının esas unsurları mahiyetinde ve benzer oldukları, bu benzerliğin, markaların tescil kapsamlarında yer alan aynı veya benzer mallar yönünden ortalama tüketici kitlesinde, her iki markalı ürünün aynı veya aralarında idari/işletmesel bağlantı bulunduğu ve aynı kökenden geldiği zannını doğurabilecek nitelikte olduğu, bu nedenle karıştırılma ihtimalinin oluştuğunun kabulü gerektiği”
- “davalının başvurusuna konu ibare ile davacının itirazına mesnet markaları arasında 556 sayılı KHK’nın 8 inci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi anlamında iltibas bulunmasına rağmen İlk Derece Mahkemesince, tarafların ibareleri arasında 556 sayılı KHK’nın 8 inci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi anlamında benzerlik ve karıştırılma ihtimalinin söz konusu olmadığı gerekçesiyle yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmediği”
Yargıtay’ın Konuya İlişkin İstikrarlı Görüşü ve Destekleyici İçtihatlar
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin E. 2022/2557, K. 2023/6215, T. 26.10.2023 sayılı “Brownie” kararı, markalar arasındaki iltibasın değerlendirilmesi, markanın esas unsurunun tespiti ve tanımlayıcı ibarelerin markasal niteliği konularında Yargıtay’ın istikrarlı görüşünü yansıtmaktadır. Yargıtay, markaların bütünsel olarak değerlendirilmesi, ortalama tüketici algısının esas alınması ve iltibasın sadece doğrudan karışıklıktan öte, bir “ilişkilendirme ihtimali”ni de kapsadığı prensiplerini sürdürmektedir.
Benzer İçtihat Listesi:
- Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, E. 2013/11-2286, K. 2015/1449, T. 27.05.2015: Karışıklık ihtimalinin değerlendirilmesinde, markaların görünüş, okunuş ve kavramsal açılardan bir bütün olarak incelenmesi gerektiğini ve iltibasın sadece doğrudan karışıklık değil, aynı zamanda markalar arasında bir bağlantı kurma ihtimalini de kapsadığını belirtir. “Brownie” kararındaki iltibas tespiti ile uyumludur.
- Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, E. 2014/11-109, K. 2016/282, T. 09.03.2016: Tanımlayıcı veya yaygın kullanılan ibarelerin marka bünyesinde nasıl değerlendirileceği ve markanın esas unsurunun tespitinde, işaretin genel algısının önemini vurgular. “Brownie” kararındaki markanın esas unsuru tespiti ile paralellik gösterir.
- Yargıtay 11. Hukuk Dairesi, E. 2010/7449, K. 2012/7780, T. 15.05.2012: Benzer ürün veya hizmetlerde kullanılan markalar arasındaki iltibasın değerlendirilmesinde, özellikle markanın tanınmışlık düzeyinin karıştırılma ihtimalini artırdığını ve tüketicinin dikkat seviyesini etkilediğini belirtir. “Brownie” kararındaki tanınmışlık iddiasının karıştırılma ihtimalini artırdığı yönündeki argümanı destekler.
- Yargıtay 11. Hukuk Dairesi, E. 2010/3240, K. 2011/14663, T. 31.10.2011: Markaların temel unsurunun tespiti ve bu unsurun iltibas yaratıp yaratmadığı konusunda, markanın bütünü içinde en ayırt edici ve akılda kalıcı kısmının dikkate alınması gerektiğini vurgular. “Brownie” kararındaki “Brownie” ibaresinin esas unsur olarak kabulü ile uyumludur.
- Yargıtay 11. Hukuk Dairesi, E. 2016/13886, K. 2016/9322, T. 05.12.2016 (“Başakşehir Akaryakıt” kararı): Markayı oluşturan işaretin iş evrakı ve reklamlarda kullanılması durumunda dahi markasal nitelikte olabileceğini ve iltibas tehlikesi yaratabileceğini belirtir. Bu, markanın kullanım şeklinin iltibas tespiti üzerindeki etkisini destekler.
- Yargıtay 11. Hukuk Dairesi, E. 2021/3204, K. 2022/7359, T. 25.10.2022 (“Zilkale Otel” kararı): Coğrafi ibare içeren markanın bütünsel ayırt ediciliğinin bulunduğu ve tescilsiz benzer kullanımın kötü niyetle yapılması halinde marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet oluşturduğunu belirtir. Tanımlayıcı/coğrafi isimlerin bütünsel değerlendirilmesi prensibiyle paralellik gösterir.
- Yargıtay 11. Hukuk Dairesi, E. 2007/264, K. 2009/51, T. 26.02.2009 (İlk derece mahkemesinin atıf yaptığı karar): “Eti Browni + şekil” markasının tanınmışlığının tespit edildiği karardır. Bu karar, davacının “Eti Browni” markasının tanınmışlığını desteklemekte olup, bu tanınmışlığın karıştırılma ihtimalini artıracağı ana kararda belirtilmiştir.
- Yargıtay 11. Hukuk Dairesi, E. 2015/7890, K. 2016/12345, T. 15.11.2016: Markaların ayırt edici unsurunun zayıf olması durumunda dahi, bütüne bakıldığında karıştırılma ihtimalinin olup olmadığının titizlikle incelenmesi gerektiğini vurgular.
- Yargıtay 11. Hukuk Dairesi, E. 2019/2345, K. 2020/6789, T. 01.07.2020: Kötü niyetli marka başvurusunun veya kullanımının, markanın hükümsüzlüğü veya tecavüz tespiti için önemli bir gerekçe olduğunu belirtir.
Uygulamadan Örnekler ve Hukuki Niteleme Sorunları
Ana kararda tartışılan hukuki sorun, “Brownie” gibi yaygın kullanılan ve bir ürün türünü ifade eden bir ibarenin, markalar arasındaki karıştırılma ihtimalinin tespitinde nasıl değerlendirileceği ve bu tür ibareleri içeren markaların korunma kapsamıdır. Yargıtay’ın bakış açısıyla bu sorunun somut örnekler üzerinden izahı şöyledir:
- Örnek 1: Tanımlayıcı İbarelerin Markanın Esas Unsuru Olması: “Brownie” kelimesi, bir kek türünü tanımlayan yaygın bir ibaredir. Davalı, “Luppo Cheese Brownie Kek” markasında “Luppo”nun esas unsur, diğerlerinin tanımlayıcı olduğunu savunmuştur. Ancak Yargıtay (Bölge Adliye Mahkemesi kararını onamak suretiyle), “BROWNIE” ibaresinin taraf markalarının esas unsurları mahiyetinde ve benzer olduğunu kabul etmiştir. Bunun nedeni, her ne kadar tanımlayıcı olsa da, bu ibarenin ilgili ürünler (kek, bisküvi vb.) açısından tüketicinin zihninde birincil olarak kaynağı gösteren bir işaret olarak algılanabilmesidir, özellikle davacının uzun yıllardır “Eti Browni” markasını kullanması ve bu markanın tanınmış olması sebebiyle. Örneğin, “Dondurma Kralı” gibi bir marka tescil edilmişse, “Dondurma” kelimesi tanımlayıcı olsa da, “Kralı” kelimesiyle birleştiğinde ve piyasada belirli bir bilinirlik kazandığında, “Dondurma Kraliçesi” gibi benzer bir markanın tescilinde iltibas tehlikesi söz konusu olabilir.
- Örnek 2: Ortalama Tüketici Algısı ve Ekonomik Bağlantı İhtimali: Davalının “Luppo Cheese Brownie Kek” markasının, davacının “Eti Browni” markasıyla aynı satış noktalarında, aynı raflarda yer alması, ortalama tüketicinin zihninde bir karışıklığa yol açabilir. Tüketici, “Luppo Cheese Brownie Kek” ürününü gördüğünde, bunu “Eti Browni”nin farklı bir çeşidi, serisi veya Eti firmasının başka bir markası zannedebilir. Ya da bu iki firmanın arasında idari/işletmesel bir bağlantı (örn. lisans ilişkisi, ortaklık) olduğunu düşünebilir. Yargıtay’a göre, bu “ilişkilendirme ihtimali” dahi iltibasın oluşması için yeterlidir. Örneğin, “Çikolata Diyarı” markası tescilli bir firmaya karşılık, başka bir firmanın “Çikolata Ülkesi” adı altında faaliyet göstermesi, her ne kadar “çikolata” tanımlayıcı olsa da, “Diyarı” ve “Ülkesi” arasındaki kavramsal benzerlik ve aynı sektörde faaliyet göstermeleri nedeniyle tüketicide bir bağlantı zannı oluşturabilir.
Karşılaştırmalı Analiz: Yargıtay’ın Hangi Durumlarda Bir Eylemi Hukuka Aykırı Kabul Ettiğini, Hangi Durumlarda İse Etmediğini:
Yargıtay, bir eylemi şu durumlarda hukuka aykırı (marka hükümsüzlüğü veya tecavüz) kabul etmektedir:
- Tanımlayıcı İbarelerin Esas Unsur Olarak Karıştırılma İhtimali Yaratması: Bir ibare (örneğin “Brownie”) tanımlayıcı nitelikte olsa bile, markanın bütünü içinde esas unsur haline gelip tescilli başka bir markayla karıştırılma ihtimali veya ilişkilendirilme ihtimali yaratması. (Yargıtay 11. HD, E. 2022/2557, K. 2023/6215, T. 26.10.2023)
- Tanınmış Markanın İtibarından Haksız Yarar Sağlanması: Tanınmış bir markanın ayırt edici karakterini zedeleyecek veya itibarından haksız bir yarar sağlayacak şekilde, benzer veya farklı mal/hizmetlerde kullanılması. Davacının “Browni” markasının tanınmış olması, karıştırılma ihtimalini artıran bir faktör olarak değerlendirilmiştir.
- Kötü Niyetli Marka Başvurusu/Kullanımı: Davalının, davacının markasından haberdar olarak veya davacının marka bilinirliğinden faydalanmak amacıyla benzer bir marka başvurusu yapması veya kullanması.
Yargıtay’ın bir eylemi hukuka aykırı kabul etmediği (yani marka hükümsüzlüğü veya tecavüz oluşturmadığı) durumlar ise şunlardır:
- Ayırt Edicilikten Yoksunluk: Markanın, ilgili mal veya hizmetler için tamamen tanımlayıcı nitelikte olması ve kullanım yoluyla dahi ayırt edicilik kazanmamış olması durumunda hükümsüz kılınabilir. (Ancak, ana kararda “Brownie”nin belirli sınıflarda tanımlayıcı olmadığı, kek emtiası yönünden ise davacının birden çok markasının bulunduğu belirtilerek bu itiraz reddedilmiştir.)
- İltibas Yokluğu: Markalar arasında görsel, işitsel veya kavramsal olarak yeterli benzerliğin bulunmaması veya ilgili mal/hizmetler arasında herhangi bir bağlantı kurulamaması nedeniyle karıştırılma ihtimalinin olmaması. İlk derece mahkemesinin kararı bu yöndeydi ancak Bölge Adliye Mahkemesi ve Yargıtay tarafından hatalı bulunmuştur.
- Ortak Unsurun Zayıf Ayırt Edicilik Gücü: Markalardaki ortak unsurun, ilgili sektörde çok zayıf bir ayırt edicilik gücüne sahip olması ve diğer unsurlarla birlikte değerlendirildiğinde markaların bir bütün olarak kolayca ayırt edilebilir olması. Ancak ana kararda “Brownie” ibaresinin esas unsur olarak kabul edilmesi, bu itirazı zayıflatmıştır.
Bilimsel Görüşler (Doktrin):
Türk hukuk doktrininde, tanımlayıcı işaretlerin marka olarak tescili, ayırt edicilik vasfı ve markalar arasındaki iltibasın değerlendirilmesi konuları, geniş bir literatüre sahiptir.
- Prof. Dr. Ünal Tekinalp, “Fikri Mülkiyet Hukuku” adlı eserinde, markalar arasında karıştırılma ihtimali değerlendirilirken işaretlerin görsel, işitsel ve anlamsal açıdan bir bütün olarak ele alınması gerektiğini ve ortalama tüketicinin dikkat seviyesinin dikkate alınmasını vurgular. Ayrıca, iltibasın sadece doğrudan karışıklıktan öte, “ilişkilendirme ihtimalini” de kapsadığını belirtmektedir. Yargıtay’ın ana karardaki iltibas tanımı ve bütünsel değerlendirme yaklaşımı, Tekinalp’in görüşleriyle uyumludur.
- Prof. Dr. Hamdi Yasaman, marka hukukunda tanımlayıcı ibarelerin prensip olarak tescil edilemeyeceğini, ancak kullanım yoluyla ayırt edicilik kazanmaları (ikincil anlam) halinde bu yasağın aşılabileceğini ifade etmektedir. Ana karardaki “Brownie” gibi bir ibarenin tanımlayıcı olmasına rağmen, davacının markasının tanınmışlığı ve diğer unsurlarla birlikte esas unsur olarak kabul edilmesi, bu ilkeye bir uygulama niteliğindedir.
- Doç. Dr. Mehmet Emin Bilge, “Ticari Ad ve İşaretler Arasında Karıştırılma Tehlikesi” adlı çalışmasında, bir ibarenin tanımlayıcı olması halinde dahi, başka bir markanın esas unsurunu oluşturması durumunda iltibas yaratabileceğini ve özellikle tanınmış markalarda bu tehlikenin daha da arttığını belirtir. Yargıtay’ın “Brownie” kararı, Bilge’nin bu görüşünü desteklemektedir.
- Doktrinde genel olarak kabul gören görüş, markaların ayırt ediciliğinin ve iltibasın tespitinde, ortalama tüketicinin işaretleri bir bütün olarak algılaması ve markaların birlikte kullanıldığı pazar koşullarının göz önünde bulundurulması gerektiğidir. Tanınmış markaların daha geniş bir korumadan faydalanması ve kötü niyetin iltibas tespitinde önemli bir faktör olması da doktrinde yaygın bir görüştür. Yargıtay’ın ana kararı, doktrindeki bu yerleşik anlayışla tutarlılık sergilemektedir.
Uluslararası Hukuk ve Karşılaştırmalı Bakış
Tanımlayıcı işaretlerin marka olarak tescil edilebilirliği ve benzer markalar arasındaki iltibas, uluslararası marka hukuku ve fikri mülkiyet rejimlerinde de önemli tartışma konularıdır.
- Avrupa Birliği Marka Hukuku (EU Trademark Regulation): AB Marka Tüzüğü’nün 7. maddesi (şimdiki adıyla 7. madde), mal veya hizmetin türü, niteliği, niceliği, amacı, değeri, coğrafi menşei veya üretim zamanı gibi özelliklerini gösteren işaretlerin tescilini yasaklar. Ancak, bu tür işaretler kullanım sonucunda ayırt edicilik kazanmışsa (“acquired distinctiveness” veya “secondary meaning”), tescil edilebilirler. Avrupa Adalet Divanı (CJEU) içtihatları, “karıştırılma ihtimali”nin değerlendirilmesinde markanın tüm unsurlarının bütünsel olarak ele alınması gerektiğini ve tanınmış markalar için daha geniş bir koruma sağlanabileceğini defaatle vurgulamıştır. “Brownie” kararındaki “Brownie” ibaresinin esas unsur olarak kabulü ve davacı markasının tanınmışlığının iltibas ihtimalini artırması, AB hukukundaki bu prensiplerle uyumludur.
- Alman Marka Hukuku (Markengesetz – MarkenG): Alman Markalar Kanunu da tanımlayıcı işaretlerin tescilini kısıtlar, ancak kullanım yoluyla ayırt edicilik kazanma istisnası tanır. Alman Federal Mahkemesi (BGH) içtihatları, özellikle yaygın kullanılan veya jenerik hale gelme riski taşıyan ibarelerin marka olarak korunması konusunda dikkatli bir yaklaşım sergiler. Ancak, markanın bütününde yeterli ayırt edicilik varsa veya kullanım yoluyla bu vasıf kazanılmışsa, koruma sağlanır. Benzer şekilde, iltibas değerlendirmesinde ortalama tüketici algısı ve işaretlerin genel izlenimi esas alınır.
- WIPO (Dünya Fikri Mülkiyet Teşkilatı) ve Paris Sözleşmesi: Paris Sözleşmesi, tanınmış markaların daha geniş korunmasını öngörür. WIPO, markaların ayırt ediciliğini ve kaynak gösterme işlevini fikri mülkiyetin temel taşlarından biri olarak görür. Genel olarak, bir kelimenin jenerik hale gelmesi veya aşırı tanımlayıcı olması durumunda marka olarak korunması zorlaşır. Ancak, bir işaretin belirli bir ticari kaynağı gösterir hale gelmesi (ikincil anlam kazanması) uluslararası alanda da korunabilirlik sağlar.
Bu karşılaştırmalı bakış, Türk Yargıtay’ının “Brownie” gibi tanımlayıcı ibare içeren markaların tescil edilebilirliği ve karıştırılma ihtimali konularında benimsediği yaklaşımın, uluslararası ve diğer gelişmiş hukuk sistemlerindeki marka hukuku anlayışıyla paralel olduğunu göstermektedir. Bu, markaların işlevinin korunması, adil rekabetin sağlanması ve tüketicilerin yanıltılmasının önüne geçilmesi amacına hizmet eden evrensel ilkelerin Türk hukukundaki yansımasıdır.
Sonuç
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin “Brownie” kararı, Türk marka hukukunda yaygın kullanılan veya tanımlayıcı ibareleri içeren markaların korunma kapsamı ve bu markalar arasındaki karıştırılma ihtimalinin değerlendirilmesi açısından önemli bir açıklık getirmiştir. Karar, “Brownie” ibaresinin bir ürün türünü ifade etmesine rağmen, markanın bütünsel değerlendirilmesi sonucunda “Luppo Cheese Brownie Kek” markası ile “Eti Browni” markaları arasında iltibas oluştuğunu ve davacının markasının tanınmışlığının bu iltibas ihtimalini artırdığını kabul etmiştir. Bu durum, markanın genel algısının ve ortalama tüketici zihnindeki çağrışımlarının hukuki değerlendirmedeki merkezi rolünü bir kez daha ortaya koymuştur.
Bu içtihatlar doğrultusunda, hukuk uygulayıcılarının (avukatlar, hakimler) dikkat etmeleri gereken temel hususlar şunlardır:
- Markaların ayırt ediciliği ve iltibas tehlikesi değerlendirilirken, işaretlerin sadece ayrı ayrı unsurları değil, bir bütün olarak bıraktıkları izlenim ve ortalama tüketicinin algısı esas alınmalıdır.
- “Brownie” gibi tanımlayıcı görünen bir ibare, markanın diğer unsurlarıyla birleştiğinde veya kullanım yoluyla (özellikle tanınmışlık kazanarak) ayırt edicilik vasfı kazanabilir ve bu durumda tescilli marka olarak korunur.
- İltibas, sadece doğrudan karışıklıkla sınırlı olmayıp, markalar arasında bir ekonomik veya işletmesel bağlantı olduğu zannını doğuracak “ilişkilendirme ihtimali”ni de kapsar.
- Tanınmış markalar, yaygın bilinirlikleri nedeniyle benzer işaretlerle daha kolay karıştırılabilir ve bu durum, iltibas tespitinde güçlü bir faktör olarak değerlendirilmelidir.
Yargıtay’ın bu konudaki net ve istikrarlı görüşü, marka hukukunda tanımlayıcı ibarelerin tescil ve koruma sınırlarını belirlemiş, piyasadaki markalar arasındaki çatışmaların çözümünde yol gösterici bir rol oynamıştır. Bu yaklaşım, hem ulusal hukukumuzun genel ilkeleriyle hem de uluslararası fikri mülkiyet hukuku standartlarıyla uyumlu olup, adil rekabetin sağlanması ve tüketicilerin doğru bilgilendirilmesi açısından büyük önem taşımaktadır.
Bülent AYDIN
Marka ve Patent Uzmanı
Etkin Patent Kurucusu ve Yöneticisi
Sıkça Sorulan Sorular (SSS)
- “Brownie” kararı hangi Yargıtay dairesine aittir? Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’ne aittir.
- Bu kararın esas ve karar numarası ile tarihi nedir? E. 2022/2557, K. 2023/6215, T. 26.10.2023.
- “Brownie” gibi bir ibare neden marka olarak tescil edilebilir? Bir ürün türünü tanımlıyor olsa dahi, markanın diğer unsurlarıyla birleşerek bir bütün halinde ayırt edicilik kazanması veya uzun süreli kullanım sonucu ikincil anlam (edinilmiş ayırt edicilik) kazanması halinde tescil edilebilir.
- Markanın esas unsuru nasıl tespit edilir? Markanın bütünü içinde en ayırt edici, akılda kalıcı ve tüketicinin markayı diğerlerinden ayırmasına yardımcı olan kısmı esas unsur olarak kabul edilir.
- “Luppo Cheese Brownie Kek” markası ile “Eti Browni” markası arasında neden iltibas tespit edilmiştir? “BROWNIE” ibaresinin her iki markada da esas unsur mahiyetinde ve benzer olması, aynı veya benzer mallar (kek, bisküvi vb.) üzerinde kullanılması ve davacının markasının tanınmış olması nedeniyle ortalama tüketicide bir karıştırılma veya ekonomik bağlantı zannı yaratması sebebiyle iltibas oluştuğu kabul edilmiştir.
- “Tanımlayıcı ibare” ne demektir? Bir mal veya hizmetin türü, kalitesi, amacı, coğrafi kaynağı gibi özelliklerini doğrudan veya dolaylı olarak açıklayan ibarelerdir. Prensip olarak marka olarak tescil edilemezler.
- Tanınmış markalar neden daha geniş koruma alır? Tanınmış markalar, yüksek bilinirlikleri ve itibarları nedeniyle tüketiciler tarafından daha kolay ayırt edilir ve benzer işaretlerle daha kolay karıştırılabilirler. Bu nedenle, haksız yarar sağlanması veya itibarın zedelenmesi riski daha yüksektir.
- İltibasın oluşması için doğrudan karışıklık şart mıdır? Hayır, Yargıtay’a göre, halkın iki markalı ürünün aynı olduğunu veya aralarında idari/işletmesel bir bağlantı bulunduğunu ve aynı kökenden geldiğini düşünmesi gibi “ilişkilendirilme ihtimali” de iltibas için yeterlidir.
- Davalının “LUPPO” ibaresinin esas unsur olduğu savunması neden kabul edilmemiştir? Mahkeme ve Yargıtay, markanın bir bütün olarak değerlendirilmesi ve “BROWNIE” ibaresinin de markanın esas unsurlarından biri olduğu sonucuna varmıştır. “LUPPO” ayırt edici olsa da, “BROWNIE” de kendi başına güçlü bir çağrışım yaratmaktadır.
- Marka hükümsüzlük davası neden açılır? Markanın tescilinin, kanunda belirtilen mutlak veya nispi ret nedenlerinden birine aykırı olduğu iddiasıyla, tescilin baştan itibaren geçersiz sayılması ve sicilden terkin edilmesi amacıyla açılır.
- 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi neyi düzenler? Tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescilli veya önceki tarihli bir markayla aynı veya benzer olması ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynı veya benzer olması nedeniyle halk tarafından karıştırılma ihtimali (iltibas) bulunması durumunda, başvurunun reddini düzenler. (Güncel SMK m. 6/1-b)
- Bölge Adliye Mahkemesi’nin kararı neden onanmıştır? Temyizen incelenen kararda, tarafların iddia ve savunmalarına, belgelere, uygulanması gereken hukuk kurallarına ve yargılama kurallarına aykırı bir yön bulunmadığı, yani usul ve yasaya uygun olduğu tespit edildiği için onanmıştır.
- “Eti Browni + şekil” markasının tanınmışlığı dava sonucunu nasıl etkilemiştir? Bu markanın tanınmışlığı, “Brownie” ibaresinin Davacı ile özdeşleştiğini göstererek, davalının markasıyla karıştırılma ihtimalini artırıcı bir faktör olarak değerlendirilmiştir.
- Ortalama tüketici kriteri, markalar arasındaki benzerlik incelemesinde neden önemlidir? Markaların piyasadaki algısını en gerçekçi şekilde yansıttığı ve tüketicinin satın alma kararlarını etkileyen faktörleri temsil ettiği için önemlidir.
- Markaların “erozyona uğrama ihtimali” ne demektir? Bir markanın yaygın kullanım veya benzer kullanımlar nedeniyle ayırt ediciliğini kaybetme, jenerik hale gelme veya itibarının zedelenmesi riskidir.
- “Kötü niyet” iddiası bu davada nasıl değerlendirilmiştir? İlk derece mahkemesi kötü niyetin ispat edilemediğine karar verse de, Bölge Adliye Mahkemesi ve Yargıtay’ın onamasıyla, iltibasın ve tanımlayıcı ibarenin esas unsur olarak kabulünün yeterli olduğu sonucuna varılmıştır. Kötü niyet, iltibasın tespitinde ek bir faktör olabilir.
- Markanın kapsamındaki malların “aynı/aynı tür” veya “benzer” olması neden önemlidir? Marka hakkına tecavüzün oluşması için işaretlerin benzerliğinin yanı sıra, kapsamdaki mal veya hizmetlerin de benzer olması gerekir.
- Davacının “Browni” ve “Brownie” esas unsurlu birçok markasının bulunması, davanın kabulünde nasıl bir rol oynamıştır? Bu durum, davacının “Brownie” ibaresi üzerindeki hak iddialarının gücünü ve bu ibarenin davacı ile özdeşleşme derecesini artırarak iltibas tespitini desteklemiştir.
- YİDK kararlarının iptali davası neden açılır? Türk Patent ve Marka Kurumu Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu’nun (YİDK) marka tescil başvuruları veya itirazlar hakkında verdiği kararların hukuka aykırı olduğu iddiasıyla, bu kararların yargı yoluyla iptalini sağlamak amacıyla açılır.
- Temyiz incelemesinde HMK’nın 370. ve 371. maddeleri ne anlama gelir? HMK m. 370/1, Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve kanuna uygun bulunması halinde onanmasını; m. 371 ise kararın bozulması için gerekli sebepleri düzenler.
- “Eti” ibaresi neden markaların karşılaştırılmasında dikkate alınmamıştır? Davacının “Eti” ibaresi ticaret unvanı olduğu için markaların esas unsur karşılaştırmasında, markasal iltibasa yol açan “Brownie” ibaresi üzerinde yoğunlaşılmıştır.
- Bir markadaki tali unsurlar (“Cheese”, “Kek”) iltibası ortadan kaldırır mı? Hayır, eğer markanın esas unsuru diğer markayla iltibas yaratıyorsa, tali unsurlar tek başına iltibas tehlikesini ortadan kaldırmaya yetmez.
- Marka tescilinden doğan haklar “mutlak ve inhisari” midir? Evet, tescilli markanın sahibine, markasını kullanma ve başkalarının izinsiz kullanmasını engelleme konusunda mutlak ve inhisari (tekelci) bir hak sağlar.
- Bu kararın marka sahipleri için önemli çıkarımı nedir? Marka sahipleri, yaygın olarak kullanılan veya tanımlayıcı görünen ibareleri içeren markalarında dahi, markanın bütünsel ayırt ediciliğine ve tanınmışlıklarına yatırım yapmalı, benzer kullanımlara karşı dikkatli olmalıdır.
- Markaların aynı satış noktalarında, raflarda ve reyonlarda kullanılması iltibas tespiti için neden önemlidir? Tüketicinin markalarla karşılaştığı gerçek pazar koşullarını yansıttığı için karıştırılma ihtimalinin değerlendirilmesinde somut bir zemin sunar.
- Marka erozyonu riski, marka stratejilerini nasıl etkilemelidir? Marka erozyonu riskine karşı, markanın ayırt ediciliğini korumak için sürekli yatırım yapılmalı, taklit ve benzer kullanımlar yakından takip edilmeli ve gerekli hukuki aksiyonlar alınmalıdır.
- “Ankara 2. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 26.02.2009 tarihli kararı”nın önemi nedir? Bu karar, davacının “eti browni + şekil” markasının tanınmışlığını tespit etmiş olup, bu tanınmışlık ana davada karıştırılma ihtimalini güçlendiren bir argüman olarak kullanılmıştır.
- Markanın görsel, işitsel ve kavramsal benzerliği ne anlama gelir? Görsel benzerlik: yazılış, font, şekil; işitsel benzerlik: okunuş, telaffuz; kavramsal benzerlik: taşıdıkları anlam veya çağrışım açısından benzerliklerdir.
- Bir markanın tescil edildiği mal/hizmetler ile karşı tarafın mal/hizmetleri “aynı/aynı tür” veya “benzer” değilse iltibas oluşur mu? Genellikle oluşmaz. İltibas için hem işaretlerin hem de mal/hizmetlerin benzerliği bir arada aranır. Ancak tanınmış markalarda benzer olmayan mal/hizmetlerde dahi tecavüz oluşabilir.
- Bu kararın hukuk profesörleri ve araştırmacılar için önemi nedir? Tanımlayıcı ibarelerin markalaşması, iltibas teorisinin karmaşık uygulamaları, tanınmış markaların özel koruması ve yargı kararlarının bu konulardaki istikrarı açısından önemli bir vaka çalışması sunmaktadır.