Hukuk Genel Kurulu 2007/11-965 E., 2007/961 K.

 Markaya tecavüzün tespiti, önlenmesi, terkini ve  tazminatına ilişkin emsal Yargıtay kararıdır.

# AYIRT EDİCİLİK # İLTİBAS # MARKA TECAÜZÜN ÖNLENMESİ # 556 S. MARKALARIN KORUNMASI HAKKINDA KANUN HÜKMÜNDE KA… [ Madde 61 ] 6762 S. TÜRK TİCARET KANUNU [ Madde 54 ] 6762 S. TÜRK TİCARET KANUNU [ Madde 56 ] 6762 S. TÜRK TİCARET KANUNU [ Madde 57 ] 6762 S. TÜRK TİCARET KANUNU [ Madde 41 ] #

Davacının İddiaları

Taraflar arasındaki “markaya tecavüzün tespiti, önlenmesi, terkini, tazminat” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; (İstanbul Birinci Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi)’nce davanın kısmen kabulüne dair verilen 28.12.2004 gün ve 2003/539-2004/756 sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 06.04.2006 gün ve 2005/3737-2006/3614 sayılı ilamı ile; (“…Davacı vekili, müvekkili üniversitenin A… Vakfı tarafından 4281 sayılı Yasa ile 1997 yılında kurulduğunu, müvekkilinin “A…” ibaresi için 25.05.2001 tarihinden itibaren eğitim ve öğretim hizmetlerini de kapsayacak şekilde adına marka tescil belgesi aldığını, davalı şirketin “A…” veya WA… Dershanesi” adı altında eğitim alanında faaliyette bulunduğunu ve müvekkilinin adına tescilli olan “A…” markasını ilan panolarında, dershanelerde, tanıtıcı reklamlarda, yazışma evrakında ve ticaret unvanında kullandığını, ayrıca davalı tarafından hazırlanan bir sınav dergisinin yurt çapında neşredilen bir gazetenin ekinde “V… A…” ismi altında piyasaya sunulduğunu ve dergide “A…” ibaresinin kullanıldığı özendirici sloganların yer aldığını, davalının söz konusu eylemlerinin müvekkilinin tescilli markasına tecavüz oluşturduğunu ve haksız rekabete neden olduğunu ileri sürerek davalının eyleminin markaya ve marka hakkına tecavüz oluşturduğunun tespitine, tescilli markaya vaki tecavüzün önlenmesi ve haksız rekabetin rnen’i ile “A…” ibaresinin her türlü kullanımına son verilmesine, davalının eylemleri sonucu ortaya çıkan zararlarına karşılık şimdilik 5.000.000.000.- TL maddi ve 5.000.000.000.- TL manevi tazminatın faiziyle birlikte davalıdan tahsiline ve “A…” ibaresinin kötü niyetli davalının ticaret unvanından terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. 

Davalının Savunması

Davalı vekili, müvekkili şirketin 14.12.1998 tarihinde Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi’nde tescilinin ilan olunduğunu, davacının ise “A…” ismini 25.05.2001 tarihinde tescil ettirdiğini, bu nedenle müvekkilinin “A…” ibaresini kullanma hakkının bulunduğunu, müvekkilinin kendi unvanını kullanması nedeniyle kötü niyetli olduğundan bahsedilemeyeceğini, davacının tescilinin sadece Üniversiteye münhasır olup, ticari marka niteliğinde olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.  Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davalının ticaret sicili kayıtlarının davacının üniversite adının kabulüne ve kurulmasına ilişkin yasal düzenlemeden sonraki bir tarih olan 08.12.1998 tarihini ihtiva ettiği, davalının ticari unvanında “A../’ sözcüğünü kullanmasının davacının tescilli markasına tecavüz ve haksız rekabet oluşturacağı gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile davalı eyleminin davacı markasına ve unvanına tecavüz ve haksız rekabet oluşturduğunun tespitine, davalının ticari unvanından “A…” sözcüğünün terkinine, bu sözcüğün ticaret unvanında kullanılmasının önlenmesine, 5.000.000.000.- TL maddi ve 3.000.000.000.- TL manevi tazminatın faiziyle davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin manevi tazminat isteminin reddine karar verilmiştir.  Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir. 

Unvanın Marka Olarak kullanımına Dair Değerlendirme

1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına ve TTK’nın 41/1. maddesi uyarınca ticaret unvanının, tacirin ticari işletmesi ile ilgili işlemleri yaparken ve işletmesiyle ilgili her türlü senetleri imza ederken kullandığı ad olarak tanımlanmış olmasına göre, ticaret unvanının yasal amacına uygun olarak kullanılması gerekirken somut olayda, davalı tarafça ticaret unvanının tescil ettirildiği gibi ve yasal amacı doğrultusunda değil, sadece WA…” ibaresini alıp, bu ibareyi hizmet markası olarak kullanmasının davacı adına tescilli aynı ibareli markaya tecavüz oluşturduğunun anlaşılmasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan ve yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir. 

Ticaret Unvanın Kimlerin Kullanabileceğine Dair Değerlendirme

2- Dava, tescilli markaya vaki tecavüzün önlenmesi, maddi ve manevi tazminat istemleri ile “A…” ibaresinin davalının ticaret unvanından terkini istemlerine ilişkindir. TTK’nın 54. maddesinde ticaret unvanı kanuna aykırı olarak başkası tarafından kullanılan kimsenin bunun men’ini, haksız kullanılan ticaret unvanı tescil edilmişse kanuna uygun şekilde değiştirilmesini veya silinmesini ve zarar görmüş ise kusur halinde bunun tazminini isteyebileceği düzenlenmiştir. Anılan maddede, ticaret unvanına tecavüz edilen kimsenin hakları düzenlenmiş bulunmasına göre bu maddede yazılı hakların ancak gerçek veya tüzel kişi tacirler tarafından kullanılabileceği anlaşılmaktadır. Somut olayda ise, davacı üniversite tacir olmadığından TTK’nın 41. maddesi uyarınca üniversite adının ticaret unvanı olarak kabulü mümkün değildir. Bu durumda, davacının sahip olduğu ve yasal koruma altında bulunan bir ticaret unvanı olmadığından davalının ticaret unvanında bulunan “A…” ibaresinin unvanından çıkarılmasına karar verilmesi doğru olmayıp, kararın bu nedenle davalı yararına bozulması gerekmiştir…”) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir. 

Temyiz Eden: Davalı vekili  Hukuk Genel Kurulu’nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:  Dava, tescilli markaya tecavüzün önlenmesi, tecavüz teşkil eden ibarenin ticaret unvanından terkini ve maddi-manevi tazminat istemlerine ilişkindir Davacı A… Üniversitesi, davalı da A… Fen Eğitim Sağlık Turizm İnşaat Ltd. Şti/dir.  Davanın konusunu, Üniversitenin kuruluş ismi ve tescilli markası olup, davalının da ticari unvanında yer alan WA…” ibaresi teşkil etmektedir.

Davacı eğitim-öğretim alanında hizmet vermekte, davalı şirket de dershanecilik hizmet sektöründe çalışmaktadır.  “A…” ibaresi 1997 yılında kanunla bu isimle kurulan ve o tarihten bu yana bu ismi kullanan davacı Üniversite tarafından, 25.05.2001 tarihinden itibaren 10 yıl süreyle, marka olarak “7001/09798 Markano” ile ve “Hizmet” çeşidinde olmak üzere tescil ettirilmiştir.  Davalı şirket de, ana sözleşmesini ve bu ibarenin de yer aldığı “A… Fen Eğitim Sağlık Turizm İnşaat Ltd. Şti.” ticari unvanını ticaret siciline 08.12.1998 tarihinde kaydettirmiş, 14.12.1998 tarih ve 4690 sayılı Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi’nde ilan olunmuştur. 

Davacı vekili, müvekkili Üniversitenin A… Vakfı tarafından 4281 sayılı Yasa ile 1997 yılında kurulduğunu, müvekkilinin “A…” ibaresi için 25.05.2001 tarihinden itibaren eğitim ve öğretim hizmetlerini de kapsayacak şekilde adına marka tescil belgesi aldığını, davalı şirketin “A…” veya “A… Dershanesi” adı altında eğitim alanında faaliyette bulunduğunu ve müvekkilinin adına tescilli olan “A…” markasını ilan panolarında, dershanelerde, tanıtıcı reklamlarda, yazışma evrakında ve ticaret unvanında kullandığını, ayrıca davalı tarafından hazırlanan bir sınav dergisinin yurt çapında neşredilen bir gazetenin ekinde “V… A…” ismi altında piyasaya sunulduğunu ve dergide “A…” ibaresinin kullanıldığı özendirici sloganların yer aldığını, davalının söz konusu eylemlerinin müvekkilinin tescilli markasına tecavüz oluşturduğunu ve haksız rekabete neden olduğunu ileri sürerek davalının eyleminin markaya ve marka hakkına tecavüz oluşturduğunun tespitine, tescilli markaya vaki tecavüzün önlenmesi ve haksız rekabetin men’i ile “A…” ibaresinin her türlü kullanımına son verilmesine, davalının eylemleri sonucu ortaya çıkan zararlarına karşılık şimdilik 5.000.000.000.- TL maddi ve 5.000.000.000.- TL manevi tazminatın faiziyle birlikte davalıdan tahsiline ve WA…” ibaresinin kötü niyetli davalının ticaret unvanından terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur. 

Gerekçeli Karar

Mahkemece, davalının ticaret sicili kayıtlarının davacının üniversite adının kabulüne ve kurulmasına ilişkin yasal düzenlemeden sonraki bir tarih olan 08.12.1998 tarihini ihtiva ettiği, davalının ticari unvanında “A…” sözcüğünü kullanmasının davacının tescilli markasına tecavüz ve haksız rekabet oluşturacağı gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile, davalı eyleminin davacı markasına ve unvanına tecavüz ve haksız rekabet oluşturduğunun tespitine, davalının ticari unvanından “A…” sözcüğünün terkinine, bu sözcüğün ticaret unvanında kullanılmasının önlenmesine, 5.000.000.000.- TL maddi ve 3.000.000.000.- TL manevi tazminatın faiziyle davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin manevi tazminat isteminin reddine karar verilmiştir.  Davalı vekilinin temyizi üzerine, Özel Daire’ce haksız rekabetin varlığı, “A…” ibaresinin kullanılma öncelik hakkının davacıda olduğu kabul edilip, bu yöne ilişen temyiz itirazları reddedilmekle birlikte, bozma ilamının 2. bendinde “TTK’nın 54. maddesinde ticaret unvanı kanuna aykırı olarak başkası tarafından kullanılan kimsenin bunun men’ini, haksız kullanılan ticaret unvanı tescil edilmişse kanuna uygun şekilde değiştirilmesini veya silinmesini ve zarar görmüş ise kusur halinde bunun tazminini isteyebileceği düzenlenmiştir.

Anılan maddede, ticaret unvanına tecavüz edilen kimsenin hakları düzenlenmiş bulunmasına göre bu maddede yazılı hakların ancak gerçek veya tüzel kişi tacirler tarafından kullanılabileceği anlaşılmaktadır. Somut olayda ise, davacı üniversite tacir olmadığından TTK’nın 41. maddesi uyarınca üniversite adının ticaret unvanı olarak kabulü mümkün değildir. Bu durumda, davacının sahip olduğu ve yasal koruma altında bulunan bir ticaret unvanı olmadığından davalının ticaret unvanında bulunan “A…” ibaresinin unvanından çıkarılmasına karar verilmesi doğru olmayıp, kararın bu nedenle davalı yararına bozulması gerekmiştir.” gerekçesiyle hükümde yer alan “A…” ibaresinin davalı ticari unvanından çıkarılması noktasından hüküm bozulmuş; davacı vekilinin karar düzeltme istemi de reddedilmiştir.  Mahkemece, bozma ilamında yer alan davacı üniversitenin tacir olmadığı yönündeki tespite uyulmuş; hüküm fıkrasından Mve unvanına tecavüz” ibaresi çıkarılmış; ancak davacı tacir olmasa bile davalının ticari unvanından bu ibarenin çıkarılmasını isteyebileceği kabul edilerek bu yönden direnme kararı verilmiştir. 

Dolayısıyla, davacının daha önce isim olarak kullanmakta iken marka olarak tescil ettirdiği “A…” ibaresi üzerindeki öncelik hakkının davacıya ait olduğu ve bunun marka tescilinden önce başladığında ve davalının ticari unvanında yer alan ibarelerden sadece “A…” ibaresini ön plana çıkarma eyleminin markaya tecavüz oluşturduğunda, uyuşmazlık yoktur.  Yine direnme kararı verilirken uyulan kısım nazara alındığında, davacının tacir olmadığı ve kullandığı ibarenin ticari unvan kabul edilemeyeceği de uyuşmazlık konusu olmaktan çıkmış olup, mahkemenin de Özel Daire’nin de kabulündedir.  Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; tacir sıfatı bulunmayan davacı üniversitenin marka tescilinden önce başlayan ve marka olarak hizmet çeşidinde tescil ettirmekle de devam eden öncelik hakkına sahip olduğu “A…” ibaresinin, davalının ticari unvanından terkinine (çıkarılmasına) karar verilip verilemeyeceği, noktasında toplanmaktadır.  Hemen belirtilmelidir ki, davacı tacir değildir ve ticari unvanı da bulunmamaktadır. “A…” ibaresi üzerindeki öncelik hakkı, marka tescilinden önce 1997 yılında üniversite olarak bu isimle kurulması ile başlamış ve 2001 yılında gerçekleşen marka tescili ile devam ettirilmiştir. 

Nitekim, davacı da marka tescilinden önce gerçekleşen bu öncelik hakkını açıkça ortaya koyarak, davalının ticari unvanından “A…” ibaresinin çıkarılması isteminde bulunmuş; bu istemini sadece marka haklarına tecavüze değil, üniversite ismine tecavüze, dolayısıyla haksız rekabet hükümlerine de dayandırmıştır.  Durum bu olunca, davacının ticari unvanının olmamasının, haksız rekabet ve tescilsiz marka haklarına dayanarak davalının ticari unvanından bu ibarenin terkinini istemesine engel teşkil edip