“İçtihat Metni”


MAHKEMESİ :FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen davada … 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 13/02/2014 gün ve 2012/251-2014/26 sayılı kararı onayan Daire’nin 02/10/2014 gün ve 2014/7422-2014/15167 sayılı kararı aleyhinde davacı vekili tarafından karar düzeltilmesi isteğinde bulunulmuş ve karar düzeltme dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya için düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü:

Davacının İddia ve Görüşleri


Davacı vekili, asıl davada, müvekkilinin … markasının gerçek hak sahibi olup ilk ihdas eden tüzel kişilik olduğunu, … markasını KHK.’nın 7/1-i, 8/4-ikinci cümlesi anlamında tanınmış hale getirdiğini, 2004 yılından bu yana marka ve ticaret unvanı olarak kullandığını, … markası ile 2006/41240 kod nolu … markası arasında KHK’nin 7/1-b, 8/1-a ve 8/1-b maddeleri anlamında ve işaret bağlamında aynılık/benzerlik olduğunu, davalının çekişmeli markayı tescil ettirmiş olmasının, müvekkilinin ticaret unvanının ihlali ve haksız rekabet olduğunu, müvekkilinin gerçek hak sahibi olduğu … markasının haksız kullanılması olduğunu ileri sürerek, davalı adına 8, 11, 21 sınıflarındaki ürünler yönünden tescil ettirilmiş 2006/41240 kod nolu … markasının 556 sayılı KHK’nın 7/1-i, 8/3, 8/5 Paris Sözleşmesi’nin birinci mükerrer 6, TRIPS’in 16, 6762 sayılı TTK.’nın 39, 50, 51, 52, 54, 55 Paris Sözleşmesi’nin 1 ve11 maddeleri delaletiyle KHK’nın 42/1-a ve b maddeleri gereğince hükümsüzlüğüne; birleşen davada, davalı … Tic. Ltd. Şti. adına 8, 11, 21 sınıflarındaki ürünler yönünden tescil ettirilmiş 2006/41240 kod nolu … ibareli markanın markasal kullanılmaması nedeniyle 556 sayılı KHK’nın 14 ve 42/1-c maddeleri gereğince hükümsüzlüğüne, …’deki marka sicilinden terkin edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalının İddia ve Görüşleri


Davalı vekili, asıl ve birleşen davanın reddini etmiştir.

Yerel Mahkeme Kararı


Mahkemece, asıl davanın reddine, birleşen davanın kısmen kabulüne dair karar, davacı vekilinin temyizi üzerine Dairemizin 02.10.2014 günlü ilamıyla onanmıştır.


Davacı vekili, bu kez karar düzeltme isteminde bulunmuştur.

Yargıtay Kararı


1-Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere göre davacı vekilinin birleşen davaya yönelik HUMK’nın 440. maddesinde sayılan hallerden hiçbirini ihtiva etmeyen karar düzeltme isteğinin reddi gerekir.


2- Davacı vekilinin asıl davaya ilişkin karar düzeltme istemlerinin incelenmesine gelince, mahkemece benimsenen bilirkişi raporunda davacının ”…” ibareli markasının ‘kadın abiye giyim’ bakımından sektörel anlamda tanınmış olduğu belirtilmiş davalı markasındaki farklı sınfta tescilli emtia bakımndan kullanımının davacı markasının tanınmışlığından haksız yarar sağladığı veya markanın itibarına zarar verdiği ya da markanın ayırt edici karakterini zedelediği hususlarının davacı tarafça kanıtlamadığı görüşü açıklanmıştır.

Ancak, Dairemizin 06.03.2007 tarih, 2006/13097 Esas, 2007/4024 karar sayılı kararında da belirtildiği üzere 556 sayılı KHK hükümlerine göre bir markanın sektörel anlamda tanınmış veya başka bir biçimde derece ya da basamaklara ayrılmak suretiyle tanınmış marka olarak sınıflandırılması mümkün değildir .


Öte yandan 556 sayılı KHK’nın 8/4. maddesi veya 7/1-i anlamında tanınmışlığın söz konusu olması halinde anılan madde hükümleri uyarınca farklı sınflar bakımından markanın toplumda ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabilecegi markanın itibarına zarar verebileceği veya tescil için başvurusu yapılmış markanın ayırt edici karakterini zedeleyici sonuçlar doğurabileceği hallerin varlığının değerlendirilmesinde; anılan koşulların bir veya birkaçının ortaya çıkması tehlikesinin mevcudiyeti yeterli olup, ayrıca bu hususun fiilen gerçekleştiğininde davacı tarafça ispatı gerekmez. Bu bakımdan, bahsi geçen bilirkişi raporundaki yetersiz değerlendirmelere dayalı olarak asıl davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış, davacı vekilinin asıl davaya ilişkin karar düzeltme isteminin kabülü ile Dairemizin onama kararının asıl dava yönünden kaldırılarak asıl davaya ilişkin mahkeme kararının bozulması gerekmiştir


SONUÇ:

Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin birleşen davaya ilişkin düzeltme isteğinin HUMK’nın 442. maddesi gereğince REDDİNE, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin asıl davaya ilişkin karar düzeltme isteminin kabulü asıl dava yönünden, Dairemizin 02/10/2014 gün, 2014/7422 esas – 2014/15167 karar sayılı onama ilamının kaldırarak asıl davaya yönelik mahkeme kararın BOZULMASINA, temyiz peşin, temyiz ilam ve karar düzeltme harcının istek halinde karar düzeltme isteyenlere iadesine, 22/04/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Kaynak-Yargıtay