“İçtihat Metni”



MAHKEMESİ :FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen davada Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 19/04/2016 tarih ve 2014/221-2016/65 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

Davacının İddia ve Görüşleri


Davacılar vekili, müvekkili …nin bioteknoloji firmalarından biri olduğunu, diğer müvekkili Acorda’nın 05. sınıfta 2010 49342 tescil nolu FAMPYRA markasının 2011 08758 tescil nolu ve 2013 02769 tescil nolu patentlerin sahibi olduğunu, müvekkilleri arasında imzalanmış olan marka lisans sözleşmesi uyarınca Biogen’in FAMPYRA markasının kullanımına ilişkin lisans sahibi olduğunu, müvekkilinin … nezdinde ruhsat başvurusu yapmış olduğunu, müvekkilinin bu ürünü ABD’de “AMPYRA”, Avrupa’da “FAMPYRA” olarak ruhsatlandırmış ve pazarlamakla olduğunu, söz konusu ürünün ….’de henüz ruhsatlandırılmamış olduğundan ….’de ticari açıdan pazarlanmamış olduğunu, davalı şirketin bu ürünü ….’ye getirip Türk Eczacıları Birliği’ne satmakta olduğunu, davalıya bu konuda ihtar gönderdiklerini, müvekkil tarafından izin verilmediği halde davalı tarafından FAMPYRA markalı ürünlerin …. de satışının yapıldığını, müvekkil tarafından o ülkede satışa sunulmadan önce üçüncü kişiler tarafından satışa sunulursa, üçüncü şahısların bu fiilinin marka hakkına tecavüz olarak değerlendirileceğini, davalının müvekkilinin FAMPYRA markalı ürünlerini, müvekkili ve/veya yetkili satıcı/dağıtıcılarından önce Türk piyasasına sokmasının müvekkilinin fikri mülkiyet haklarını ihlal ettiğini ve haksız rekabet teşkil ettiğini, marka hakkına tecavüz ve haksız rekabetin tespiti, men’i, ref’ini, hükmün ilanına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalının İddia ve Görüşleri


Davalı … vekili, müvekkilinin Almanya FC kanunlarına göre kurulmuş bir şirket olduğunu, ….’de ruhsatlandırılmamış bir ilacın satışının suç olduğunu, bu ilacı ithal yetkilisinin … ile yapılmış protokol uyarınca Türk Eczacıları Birliği olduğunu, hiçbir Türk firmasının Türk Eczacıları Birliğine ruhsatsız ilaç satamayacağını, bu ilaçları Türk Eczacıları Birliğinin ancak yurtdışından ithal edebileceğini, FAMPYRA adlı ilacın ….’de ruhsatlandırılmamış olduğunu, iç piyasaya hiç sunulmamış malların ithal ve ihracının marka hakkına tecavüz teşkil edemeyeceğini, dosyaya sunulan faturaların doğru olduğu tespit edilirse bu ilaçların müvekkil tarafından Türk Eczacıları Birliği kanalıyla Sağlık Bakanlığına satıldığından bahsedildiğini savunarak davanın reddini istemiştir.


Davalı Özay Ecza Deposu Tıbbi ve Kozmetik Ürünler Tic. Ltd. Şti vekili, müvekkilin hiçbir zaman dava konusu ilaç markasını ….’de ne Türk Eczacıları Birliğine nede başka bir yere satmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

Yerel Mahkeme Kararı


Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davacı … İnc. adına TR 2011 08758 nolu, TR 2013 02769 tescil nolu patentler ile 2010 49342 tescil nolu FAMPYRA markasının 05. sınıfta davacı adına tescilli olduğu, davacının ….’de tescilli marka ve patentleri kullanması için davacı … ldec International Gmbh’ye lisans hakkı verdiği, FAMPYRA isimli ilacın MS hastalığında kullanılan bir ilaç olduğu, bu ilacın ….’de … tarafından verilmiş bir ruhsatı ve izni bulunmadığı, sigortalı veya hak sahiplerinin tedavileri için gerekli görülen fakat ….’de ruhsatlı olmayan veya ruhsatlı olduğu halde çeşitli nedenlerle üretilmeyen veya ithalatı yapılmayan ilaç veya ilaçların ülkemizde yerini tutacak olan tam muadilinin veya yakın muadilinin bulunmaması durumunda hayati öneme haiz bu ilaçların temini hastanın gerekli evrakları tamamlaması durumunda T.E.B veya tamamen kendi imkanları ile getirterek bunun bedelini SGK’dan almasının mümkün olduğu, … tarafından yapılan bu işlem SGK ile 04/04/2007 tarihinde imzalanan protokol çerçevesinde yapılan bir kurumsal hizmet olduğu, ticari amaçla yapılmayan bu ithalin marka hakkının tükenmesine sebebiyet vermeyeceği, dava konusu ürünlerin davacıya ait orijinal ilaçlar olduğu, bu ilaçların Avrupa’da FAMPYRA markası ile satışa sunulduğu, davalı Alman şirketi …’nin bu ilacı ruhsatlı olduğu ülkeden Türk Eczacıları Birliğine satmasının ve Türk Eczacıları Birliğinin bu ilacı yurtdışından ithal etmesinin hukuka aykırı olarak değerlendirilemeyeceği, marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet şartlarının oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.


Kararı davacılar vekili temyiz etmiştir.

Yargıtay Kararı


556 S. KHK’nın 13/1 maddesi uyarınca ….’de tescilli markalı malların henüz ülke içinde piyasaya sunulmasından önce, aynı üretici tarafından yurt dışında üretilen orjinal malların ilk kez ….’ye sokulması hakkı marka hakkı sahibine aittir. Bununla birlikte, Dairemiz yerleşik kararlarında da açıklandığı üzere marka hakkı sahibi tarafından veya onun izni ile yurt içinde markalı ürünleri piyasaya sunulması halinde, daha sonradan başkalarının aynı markayı taşıyan orjinal malları yurt içine sokmaları hak sahibi tarafından marka hakkına dayanarak engellenemez.


Hak sahibi henüz ülke içinde ilk kez piyasaya sunma eylemini gerçekleştirmeden önce, gerçek veya kamu ya da özel hukuk tüzel kişilerinin, kamusal sebeplerle de olsa ticari amaçlarla orijinal markalı malların ….’ye ithali ancak hak sahibinin izniyle mümkündür (556 sayılı KHK 9/2-c ve 61/a maddeleri). Aksi takdirde, marka hakkı tükenmediği için söz konusu ticari faaliyetin yapılması marka hakkına tecavüz sayılacaktır.


Henüz marka hakkı tükenmeyen ürünlerin yurt içine sokulması eylemini kim gerçekleştirmiş ise marka hakkına tecavüz eyleminin sorumlusu da bu kişi ya da kişiler olacaktır. Marka sahibinin izni ile orijinal malları yurtdışında satan kişilerin ise, kural olarak marka hakkına tecavüz ettiği söylenemez. Zira, ticari amaçla yurda sokma eylemini, marka hakkına tecavüze konu edilen malları yurt dışında satan kişiler değil, bunlardan satın alarak ülkeye sokan ….’deki ithalatçı kişiler gerçekleştirmektedir. Diğer bir anlatımla, yurtdışındaki satıcı firmaların, bu yolla marka tecavüzünde bulunmaları için, markalı malları izinsiz olarak bulundukları ülkeden ihracat yoluyla Türk iç piyasasına sokmuş olmaları gerekir.


Somut olayda, FAMPYRA markalı ilacın … tarafından yurt dışında 6 ayrı firmadan satın alarak bu kuruluş tarafından yurda ithal edildiği, yurtdışındaki satıcılar arasında davacı … firmasının da olduğu, yurtdışında bu ilacın sadece TEB’e satışını yapan şirketlerin bu eylemlerinin marka hakkına tecavüz olarak nitelenemeyeceği, bu firmaların ancak ihracatınıda yaparak malları kendilerinin ….’ye getirmiş olmaları halinde eylemlerinin marka hakkına tecavüz oluşturabileceği gözetilip mahkemece bu gerekçeyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken, 556 sayılı KHK’de, 551 sayılı patentlerin korunması hakkındaki KHK’de olduğu gibi zorunlu lisans benzeri bir müessese bulunmadığı halde, ilacın kamusal amaca hizmet için ve ticari olmayan amaçlarla yurda ithalinin marka hakkına tecavüz oluşturmadığından bahisle davanın reddi doğru olmamakla birlikte açıklanan gerekçeyle sonucu itibariyle doğru olan kararın onanmasına karar verilmiştir.


SONUÇ:

Yukarıda açıklanan nedenlerle sonucu itibariyle doğru olan kararın değişik gerekçe ile ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 6,70 TL temyiz ilam harcının temyiz edenlerden alınmasına, 14/05/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Kaynakça ; Yargıtay