“İçtihat Metni”

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ(FİKRİ VE SINAI HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ SIFATIYLA)
TÜRK MİLLETİ ADINA

Taraflar arasında görülen davada … . Asliye Hukuk Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 20/01/2016 tarih ve 2014/110-2016/94 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesinin taraf vekilleri tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, bazı noksanlıkların ikmali için dosya mahalline gönderilmişti. Bu noksanlıkların giderilerek dosyanın gönderildiği anlaşılmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

Davacının İddia ve Görüşleri


Davacılar vekili, uzun yıllardan beri gıda sektöründe faaliyet gösteren müvekkillerine davalının ihtarname keşide ederek tescilli “… ” ve “… ” ürünlerinin incelemesiz patent sahibi olduğunu, bu ürünlerin üretim ve satışının durdurulmaması halinde yasal yollara başvuracağını bildirdiğini, oysa dava konusu incelemesiz patentlerin usul patenti mi yoksa ürün patenti mi olduğunun belli olmadığını, davalının incelemesiz patent ve ürünlerinin patent verilebilirlik şartlarına sahip olmadığını ileri sürerek, davalının 2002/2514 numaralı (… ) ve 2002/2515 numaralı (… ) başlıklı incelemesiz patentlerin KHK’nın 5. maddesi gereğince patent verilebilirlik şartlarına haiz olmadığından hükümsüzlüklerine, sicilden terkinine ve ilana karar verilmesini talep ve dava etmiş, karşı davanın reddini savunmuştur.

Davalının İddia ve Görüşleri


Davalı vekili, müvekkili şirketin patent konusu ürünlerin gerçek buluş sahibi olduğunu, sözkonusu ürünlerin KHK’da belirtilen koşulları taşıdığını savunarak, davanın yetki ve esas yönünden reddini savunmuş, karşılık davada ise, asıl davadaki savunmaya dayalı gerekçelerle patent hakkı müvekkili şirkete ait bulunan ürünlerin davalı şirketler tarafından izinsiz olarak kullanıldığını iddia ederek, ayrı ayrı 3.000 YTL maddi ve manevi tazminatın tahsilini talep etmiştir.

Yerel Mahkeme Kararı


Mahkemece, uyulan bozma ilamı sonrasında yapılan yargılamada davalı – karşı davacı şirkete ait TR 2002 02514 B nolu patentin benimsenen bilirkişi raporları uyarınca yenilik unsuru taşıdığı, hem de buluş basamağı içerdiği, soslama işleminin belli oranda soğutmaya tabi tutulup bağlayıcı ajan (nişasta vb) malzeme kullanılmadan doğrudan soslama yapılması tekniğinin geliştirildiği, bu patent açısından hükümsüzlük şartlarının oluşmadığı, davacı şirketlerin ürettiği ürünlerin patente ait usul kullanılarak mı yoksa önceden bilinen (bağlayıcı ajan kullanılarak mı) üretildiği hususunun bilimsel olarak tespitinin mümkün olmadığı gerekçesiyle … nolu patentle ilgili dava konusuz kaldığından, hükümsüzlük talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına, … nolu olarak …’de kayıtlı olan patent tescilinin hükümsüzlük şartları mevcut olmadığından, bu patente yönelik hükümsüzlük davasının reddine, karşı davanın reddine karar verilmiştir.


Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.

Yargıtay Kararı


1-Esas dava, patent hükümsüzlüğüne ilişkin olup, karşı dava ise tazminat talebine ilişkindir. Mahkemece verilen karar davalı-karşı davacı şirket vekiline 02.03.2016 tarihinde, davacılar-karşı davalılar vekillerinin temyiz dilekçeleri ise 04.04.2016 tarihinde tebliğ edilmiş olup, davalı-karşı davacı şirket vekilinin 19.04.2016 tarihinde katılma yolu ile temyiz talebinde bulunduğu görülmüştür. HUMK 432/4. madde ve fıkrasına göre, süresinden sonra yapılan temyiz istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi, 01.06.1990 gün ve 1989/3 esas, 1990/4 sayılı Yargıtay İçtihatları Birleştirme Kararında, Yargıtay tarafından da bir karar verilebileceği öngörüldüğünden davalı-karşı davacı şirket vekilinin HUMK 432/4. maddesi uyarınca, temyiz isteminin süre yönünden reddine karar verilmesi gerekmiştir.


2-Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacılar-karşı davalılar vekillerinin tüm temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.


SONUÇ:

Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı-karşı davacı şirket vekilinin temyiz isteminin hüküm tarihinde yürürlükte bulunan HUMK’nun 432/4’üncü maddesi uyarınca süre yönünden REDDİNE, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacılar-karşı davalılar vekillerinin tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 6,70 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacılar – karşı davalılardan alınmasına, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davalı- karşı davacıya iadesine, 10/10/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

 Kaynakça ; Yargıtay