“İçtihat Metni”



MAHKEMESİ :FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen davada … 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 17.04.2012 tarih ve 2010/372-2012/74 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

Davacının İddia ve Görüşleri


Davacı vekili, … nezdinde davalı adına tescil ettirilen “… ve “…” ibareli markaların sektörünün lider firması olan müvekkili adına … nezdinde tescilli olan “… ve …” esas unsurlu markalarla görsel ve işitsel olarak ayniyet teşkil ettiklerini, davalı markalarının, müvekkiline ait markaların tescilli olduğu mal ve hizmet sınıflarında tescil edildiklerini, yani taraf markalarının tescilli oldukları mal ve hizmet sınıflarının da birebir aynı olduklarını, müvekkiline ait markaların tanınmış ve büyük bir müşteri kitlesine ulaşmış olması nedeniyle de davalının belirtilen markaları tescil ettirmek için başvuruda bulunmasının kötüniyetli bir davranış olduğunu, davalıya ait markaların müvekkili markalarıyla ayırt edilemeyecek kadar aynı veya benzer olduğunu ileri sürerek … nezdinde davalı adına tescilli 2007/45381 nolu “…”, 2005/43502 nolu “… + ŞEKİL” ve 2009/2973 nolu “…” ibareli markaların tescilli oldukları tüm emtialar bakımından hükümsüzlüklerine, sicilden terkinlerine, … resmi gazetesinde şerh ve ilanına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalının İddia ve Görüşleri


Davalı vekili, müvekkili şirketin varlık gösterdiği tüm sektörlerde “…” ana markasıyla tanınıp başarılı olduğunu, … nezdinde “…” unsurlu markalarının bulunduğunu, müvekkil markalarının, davacının markası tanınmış hale gelmeden tescil edildiklerini, bu nedenle de müvekkilinin markasına karşı tanınmışlığın ileri sürülemeyeceğini, ayrıca davacı markasının üstün ticari değerinin olmadığını, elektrik sektörü dışında başka mal ve hizmetlerde elverişli olmadığı gibi tanınmışlığın da bulunmadığını, davacı markasıyla davalı markası arasında benzerlik ihtimalinin dahi bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

Yerel Mahkeme Kararı


Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; dava dışı davalıya ait 2001/13235 nolu markanın tescili için başvuru yapıldığı tarihte davacı markalarının tanınmış marka olmadıkları, taraf markalarının 35. sınıf dışındaki tescilli oldukları sınıfların da belirtilen tarih dikkate alındığında farklı oldukları, bilirkişi raporunda taraf markalarının işaretsel anlamda benzer olduğu belirtilmişse de bu tespitin sadece davacı markalarındaki … ibaresi ile davalı markalarındaki …/… … ibarelerinin karşılaştırılması suretiyle yapıldığı, taraf markalarının bir bütün olarak karşılaştırılması durumunda ortalama tüketici nezdinde karıştırılma ihtimalinin söz konusu olamayacağı gibi tarafların markalarını taşıyan ürün ve hizmetlerin aynı veya bağlı teşebbüsten geldiği ihtimalinin ortalama tüketici nezdinde oluşmasının mümkün olmadığı, ayrıca bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere davalının da uzun yıllardan beri markalarını kullandığı, yatırım yaptığı, markasının ayakkabıcılık sektöründe belirli bir ayırt ediciliğe kavuştuğu, gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.


Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.

Yargıtay Kararı


Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.


SONUÇ:

Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 03,15 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 09.12.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Kaynak-Yargıtay