“İçtihat Metni”

MAHKEMESİ : …FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen davada …Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 09/07/2014 gün ve 2010/114-2014/147 sayılı kararı onayan Daire’nin 16/09/2015 gün ve 2015/6891-2015/9387 sayılı kararı aleyhinde davacı vekili tarafından karar düzeltilmesi isteğinde bulunulmuş ve karar düzeltme dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya için düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü:

Davacının İddia ve Görüşleri


Davacı vekili, müvekkilinin …’nın bünyesinde faaliyette bulunduğunu ve bir çok ülkede “…=…” esas unsurlu markaların sahibi olduğunu, müvekkilinin “… = …” ibareli marka için 43. sınıfta tescil başvurusunda bulunduğunu ancak, başvurunun davalı şirket markasına benzerliği nedeniyle davalının itirazı sonucu reddedildiğini oysa, marka üzerinde öncelikli hak sahibinin müvekkili olup, müvekkilinin kullanımı ile markanın tanınmış marka haline geldiğini, davalı tescilinin kötüniyetli olduğunu ileri sürerek, davalı adına 2005/30403 no ile tescilli “… ŞEKİL” ibareli markanın hükümsüzlüğü ile sicilden terkinini talep ve dava etmiştir.

Davalının İddia ve Görüşleri


Davalı vekili, davanın reddini istemiştir.

Yerel Mahkeme Kararı


Mahkemece, davanın reddine dair verilen kararın davacı vekilince temyizi üzerine karar Dairemizce onanmıştır.


Davacı vekili bu kez karar düzeltme isteminde bulunmuştur.

Yargıtay Kararı


Davacı vekili dava dilekçesinde davacı şirkete ait “…=…” markasının menşe ülke …’de ve pek çok ülkede tescilli, 43. sınıf otelcilik hizmeti bakımından dünyaca tanınmış marka olduğunu ileri sürmüş ve delillerini ibraz etmiştir.


Paris Sözleşmesi’nin 1. mükerrer 6. maddesi ve 556 sayılı KHK’nın 42. maddesi uyarınca tanınmışlık hukuki nedenine dayalı hükümsüzlük davasında hükümsüzlüğü istenen dava konusu markanın başvurusunun yapıldığı 21/07/2005 tarihi itibariyle tanınmışlığın bulunup bulunmadığının gözetilmesi gerekir. Bunun yanında davacının otelcilik hizmetleri açısından Türkiye’de bir faaliyetinin bulunması gerekmeyip ancak ilgili olduğu otelcilik sektöründe tanınmış marka olduğunun bilinmesi yeterlidir. Mahkemece görüşüne başvurulan bilirkişi raporunda bu konuda yeterli değerlendirme bulunmadığı gibi, Paris Sözleşmesinin 1. mükerrer 6. maddesi kapsamında bir irdeleme yapılmadığı ve WIPO tarafından kabul edilen 1999 tarihli ortak Tavsiye Kararları çerçevesinde davacının markasının ilgili sektörde tanınmış olup olmadığına dair değerlendirme içermediğinden tanınmazlık kriterleri bakımından Dairemiz yerleşik kararlarına uygun bir rapor olarak hükme esas kabul edilemez. Bu bakımdan mahkemece yukarıda belirtilen hususlarda içlerinde ilgili sektör temsilcisinin de bulunduğu yeni bir bilirkişi heyetinden görüş alınmak suretiyle hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi için yerel mahkeme hükmünün bozulması gerektiğinden davacı vekilinin karar düzeltme itirazlarının kabulüyle Dairemizin 16/09/2015 tarihli 2015/6891 Esas 2015/9387 Karar sayılı onama ilamının kaldırılarak, yukarıda anılan gerekçeyle mahkeme kararının bozulmasına karar vermek gerekmiştir.


SONUÇ :

Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairemizin 16/09/2015 tarihli 2015/6891 Esas 2015/9387 Karar sayılı onama ilamının kaldırılarak, yerel mahkeme hükmünün BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin, temyiz ilam ve karar düzeltme harcının isteği halinde karar düzeltme isteyene iadesine, 25/05/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Kaynak-Yargıtay