T.C.
ANKARA 5.FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2020/293 Esas
KARAR NO : 2021/162

DAVA : Patent ( Patent ile İlgili Kurum Kararının İptali)


DAVA TARİHİ : 21/10/2020
KARAR TARİHİ : 07/04/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 16/04/2021
Mahkememizde görülmekte bulunan Patent (Patent ile İlgili Kurum Kararının İptali) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:

DAVA:

Davacı vekili 21/10/2020 tarihli dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin 2013 yılında “…” isimli … numaralı patent tescil başvurusu yaptığını, Patent Dairesi Başkanlığı’nın patent başvurusuna red/geri çevirme kararı verdiğini, müvekkilinin bu karara karşı Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu nezdinde itiraz ettiğini, Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu’nun Say: 29822383 Dosya No: E.2020-OE-308000 Konu: … Sayılı Kararı ile patent başvurusunun yeni olduğu ama buluş basamağı taşımadığı gerekçesiyle ileri sürülen itirazın reddine karar verdiğini, işbu kararın hukuki dayanaktan yoksun olduğunu ve gerekli incelemenin 2013/1274 patent istemlerinin ve ileri sürülen Patent D1 US (2009314552) dökümanın istemlerinin ve teknik resimlerin dokümanlarıyla tarifname kapsamı içinde … buluş konusu istemlerin birebir karşılaştırılması yapılmamasından dolayı dava açma haklarının doğduğunu, söz konusu “…” isimli … numaralı patent başvurusunun 3 patent verilebilirlik şartlarını yerine getirdiğini ve patent olarak tescil edilmesi gerektiğini, tekniğin bilinen durumunu aştığını, başvuruya bir çok yeni teknik ve istem eklendiğini, daha önce hiç bir yerde kullanılmayan ve yapılmayan şekilde ürünün patent aşamasına getirildiğini, tüm inceleme raporlarının ve YİDK kararının Kurum tarafından sunulması ve alanında uzman bilirkişi tarafından dosyanın incelenmesi gerektiğini beyan ederek; Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu’nun Say: 29822383 Dosya No: E.2020-OE-308000 Konu: … Sayılı Kararı’nın iptalini ve … başvurulu numaralı patentin kabul edilip tescillenmesini talep etmiştir.

C E V A P :

Davalı TÜRKPATENT vekili 03/11/2020 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Başvurunun 3. İnceleme raporuna göre değerlendirilerek patentlenebilirlik kriterlerine sahip olmadığının değerlendirildiğini ve bu kapsamda işlem tesis edildiğini, YİDK tarafından yapılan kapsamlı değerlendirmede de davacının itirazlarının yerinde görülmeyerek reddedildiğini, davacının iddialarının haksız ve hukuka aykırı olduğunu savunarak; davanın reddine karar vermiştir.

UYUŞMAZLIK:

Dava, 5000 sayılı Patent ve Marka Vekilliği ile Bazı Düzenlemeler Hakkında Kanun m.15/C hükmüne göre açılan YİDK Kararının İptali istemine ilişkindir.


Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; Davalı kurumun tesis ettiği … sayılı YİDK kararının hukuka uygun olup olmadığı, davacıya ait 2013/1274 sayılı patent başvurusunun buluş basamağını içerip içermediği, patent verilebilirlik şartlarını sağlayıp sağlamadığı hususlarına ilişkin olduğu tespit edilmiştir.
Davanın açılmasını müteakip tarafların dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, sundukları deliller alınmış, patent başvuru dosyaları ile alâkalı kayıtları getirtilmiş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, hak düşürücü süre bakımından eksiklik bulunmadığı tespit edilmiş, taraflar sulhe teşvik olunmuş, arabulucuya gitme hakları hatırlatılmış, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, tahkikat icra olunmasını müteakip, 06/08/2015 tarih 29437 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmelik’in 201/2. maddesi hükmü de gözetilerek taraflara tahkikat ve yargılamanın geneliyle ilgili son sözleri de sorulmuş; sözlü iddia ve savunmada bulunma olanağı tanınmıştır.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:

İşlem dosyasının tetkikinde; Davacı … ve dava dışı …’ın birlikte 01.02.2013 tarihinde “…” isimli, … sayılı patent tescil başvurusunda bulunduğu, 16/05/2014 tarihinde araştırma raporunun, 05/11/2015 tarihinde 1.inceleme raporunun, 02/02/2017 tarihinde 2.inceleme raporunun, 08/08/2019 tarihinde 3.inceleme raporunun tanzim edildiği, Patent Dairesi Başkanlığı’nca başvurunun patentlenebilirlik kriterlerine sahip olmaması nedeniyle reddine karar verildiği, başvurucuların 28/10/2019 tarihinde karara itiraz ettikleri, itirazları değerlendiren Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu’nun 07.08.2020 tarih … sayılı kararı ile; başvurunun D1 dokümanı karşısında yeni olmadığına ilişkin red gerekçesinin yerinde olmadığı, ancak Patent Dairesi Başkanlığı’nın başvurunun tüm istemleri bakımından buluş basamağı içermediği, dolayısıyla patentlenebilirlik kriterlerine sahip olmadığı yönündeki kararı yerinde görüldüğünden nihai olarak itirazın ve başvurunun reddine karar verdiği, verilen kararın başvurucular patent vekiline 21.08.2020 tarihinde tebliğ edildiği, iki aylık hak düşürücü süre içinde eldeki davanın açıldığı anlaşılmıştır.


Her şeyden önce belirtmek gerekir ki, davaya konu patent başvurusu üzerinde, davacının paylı malik sıfatının bulunduğu, 4721 sayılı TMK m.689 hükmü uyarınca, eldeki davada olduğu gibi, patent başvurusunun tescil edilmesi istemi bakımından zorunlu olan YİDK kararının iptali istemini paylı maliklerden her biri ayrı ayrı açabileceğinden, davacı tarafta aktif husumet ehliyeti noksanlığı bulunmadığı tespit edilmiştir.


6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun Geçici 1.maddesinin 2.fıkrasına göre; Bu Kanunun yayımı tarihinden önce yapılmış ulusal patent başvuruları ve faydalı model başvuruları, başvuru tarihinde yürürlükte olan mevzuat hükümlerine göre sonuçlandırılır. Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten sonra yapılan ek patent başvurularının sonuçlandırılmasında, ek patent başvurusu veya ek patentin bağımsız patent başvurusu ya da patente dönüştürülmesinde, asıl patent başvurusunun başvuru tarihinde yürürlükte olan mevzuat hükümleri uygulanır. İncelemesiz verilen patentin incelemeli patent başvurusuna dönüştürülmesinde, patent başvurusunun faydalı model başvurusuna ya da faydalı model başvurusunun patent başvurusuna değiştirilmesinde, patent ve faydalı modellerin hükümsüz kılınmasında, başvuru tarihinde yürürlükte olan mevzuat hükümleri uygulanır. Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce ulusal aşamaya giren uluslararası veya bölgesel anlaşmalar yoluyla yapılmış patent başvuruları ve faydalı model başvuruları, başvurunun ulusal aşamaya girdiği tarihte yürürlükte olan mevzuat hükümlerine göre sonuçlandırılır.


Somut olayda dava konusu patent başvurusu, Sınai Mülkiyet Kanunu’nun yürürlükte bulunmadığı zamanda, mülga 551 sayılı KHK döneminde tescil başvurusuna konu edildiğinden, uyuşmazlığın çözümü bakımından 551 sayılı KHK hükümlerinin uygulanması gerekmektedir.


551 sayılı KHK m.5 hükmüne göre; Yeni, tekniğin bilinen durumunu aşan ve sanayiye uygulanabilir olan buluşlar, patent verilerek korunur.


Somut olayda, davaya konu YİDK kararında, davacının buluş sahiplerinden biri olduğu … sayılı başvurunun yeni olduğu, ancak buluş basamağı bulunmadığından patentlenebilirlik kriterlerinin tamamını taşımadığı, bu nedenle başvurunun Patent Dairesi Başkanlığı’nca reddi kararının yerinde olduğu belirtilmiştir. Davacı taraf, YİDK kararının iptalini talep ettiğinden, dava konusu patent başvurusunun buluş basamağının bulunduğu hususunu ispatlaması gerekmektedir.
Dava konusu uyuşmazlıkta; “…” isimli buluşun teknik bir alanda yer alan soruna çözüm olarak ileri sürüldüğü, bu buluşun, buluş basamağı içerip içermediği hususunun hakimlik mesleğinin getirdiği hukuki bilgi veya genel hayat tecrübelerine göre çözülmesinin mümkün olmadığı, çözümlenmesi gereken bu sorunun özel ya da teknik bilgi gerektirdiği anlaşıldığından, mahkememizin 10/02/2021 tarihli duruşmasının 6 nolu ara kararı uyarınca dosyanın mahkemece re’sen seçilecek 3 kişilik bilirkişi heyetine (1 patent uzmanı – 2 yapay zekâ-elektronik alanında uzman öğretim üyesi) tevdii ile dava konusu patent başvurusunun 551 sayılı KHK hükümleri uyarınca patent verilebilirlik şartlarını taşıyıp taşımadığı hususunda rapor tanzim edilmesi yönünde ara karar kurulmuş, bilirkişi ücreti için eksik 2.100,00 TL’yi mahkeme veznesine yatırmak üzere davacı vekiline HMK m.324/2 hükmü gereği iki hafta kesin süre verilmiş, bu süre içerisinde eksik avansın ikmal edilmemesi, davalının da bu eksikliği ikmal etmek istememesi halinde davacı tarafın bilirkişi incelemesinden vazgeçmiş sayılacağı hususu, duruşmada hazır davacı vekili Av….’a ihtar edilmiştir. Davacı vekili, kendisine verilen iki haftalık kesin süre içinde, bilirkişi incelemesi için eksik 2.100,00 TL delil avansını mahkeme veznesine yatırmamış, 07/04/2021 tarihli duruşmada vermiş olduğu beyanı ile davacı vekili Av….; Müvekkilinin öğrenci olması hasebiyle bilirkişi ücretini ödeyemediğini, dava dilekçesini tekrarla davanın kabulüne karar verilmesini talep ettiğini ifade etmiştir.


HMK m.324/1 ve 2 hükmüne göre; Taraflardan her biri ikamesini talep ettiği delil için mahkemece belirlenen avansı, verilen kesin süre içinde yatırmak zorundadır. Taraflar birlikte aynı delilin ikamesini talep etmişlerse, gereken gideri yarı yarıya avans olarak öderler. Taraflardan birisi avans yükümlülüğünü yerine getirmezse, diğer taraf bu avansı yatırabilir. Aksi hâlde talep olunan delilin ikamesinden vazgeçilmiş sayılır.


Delil avansının süresi içerisinde yatırılmamasının yaptırımı, tarafın dayandığı delilden vazgeçmiş sayılması, yani o delil incelenmeden karar verilmesidir. (Pekcanıtez H., Pekcanıtez Usûl Medeni Usûl Hukuku, 15.Bası, İstanbul 2017, s.936) Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 07/02/2018 tarih 2017/15-422 Esas 2018/114 Karar sayılı kararında da belirtildiği üzere; Delil avansının yatırılmaması hâlinde, bu yükümlülüğün üzerine düştüğü tarafın o delile dayanmaktan vazgeçmiş sayıldığı kabul edilerek, yargılamaya devam edilir ve o delille ispatlanacağı düşünülen vakıa ispatlanamamış sayılır. Böyle bir durumda hâkim, mevcut delil durumuna göre karar verir.


Somut olayda, davacı tarafın kendisine verilen kesin süre içinde eksik delil avansını mahkeme veznesine yatırmadığı, davalı vekili de duruşmada verdiği sözlü beyanı ile bilirkişi ücreti için eksik avansı kendilerinin de yatırmayacağını ifade ettiği anlaşıldığından, davacı tarafın bilirkişi incelemesinden HMK m.324/2 hükmü uyarınca vazgeçtiği kabul edilerek yargılama yürütülmüştür.
Mevcut delil durumu itibariyle, dava konusu patent başvurusunun buluş basamağını içerdiği iddiasının ancak özel ya da teknik konuda bilgi sahibi bilirkişi/bilirkişiler marifeti ile irdelenebileceği, davalı kurumun tesis ettiği YİDK kararının mahiyeti itibariyle bir idari işlem niteliğini haiz olup, idari işlemlerin hukuka uygunluk karinesinden yararlandıkları (Günday, Metin (2011) İdare Hukuku, Ankara, 10.Baskı, s.125-126), bu nedenle somut olayda davaya konu idari işlemin tesisine mesnet, dava konusu patent başvurusunun buluş basamağına sahip olmadığı yönündeki kurum tespitinin aksini ispat külfetinin davacı üzerinde bulunduğu, davacı tarafın üzerine düşen ispat külfetini yerine getiremediği, eksik delil avansını ikame etmeyerek bilirkişi incelemesinden de vazgeçtiği göz önünde bulundurulduğunda, ispatlanamayan davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.

HÜKÜM:

1- İspatlanamayan davanın REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 59,30 TL maktu karar ve ilam harcından peşin alınan 54,40 TL’nin düşümü ile bakiye kalan 4,90 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar verildiği tarihte yürürlükte bulunan AAÜT m.3 hükmü gereği hesaplanan 5.900,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı ya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 125,10 TL başvurma harcı, peşin harç ve vekalet harcı, 44,00 TL posta, tebligat gideri olmak üzere toplam 169,10 TL yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-HMK m.333 hükmü gereği karar kesinleştiğinde artan avansın yatıran tarafa re’sen iadesine,
Dair, davacı vekili ve davalı kurum vekilinin yüzüne karşı, HMK m.341 ve m.345 hükümleri gereği kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesi nezdinde İSTİNAF yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.07/04/2021

Kaynak ; Yargıtay