ESAS NO : 2016/119
KARAR NO : 2021/7

DAVA : Patente Tecavüzün Mevcut Olmadığının Tespiti


DAVA TARİHİ : 18/05/2016
KARAR TARİHİ : 13/01/2021

Mahkememizde görülmekte bulunan Patente Tecavüzün Mevcut Olmadığının Tespiti talepli davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,


GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:

Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili … A.Ş’nin 1964 yılında kurulduğunu, ülkemiz ve pek çok ülkede üretim yapan ilk ve … şirketi olduğunu, zamanla … bünyesinde yer aldığını ve Holdingin en önde gelen şirketlerinden biri olduğunu, müvekkili firmaların sınai haklara değer veren ve başkalarının haklarına da saygı gösteren bir holding olarak 1.000 civarında muhtelif sınıflarda tescilli marka, birçok incelemeli patent ve patent başvurularına sahip olduğunu, … etken maddesinin ilk defa 1974 yılına ait … numaralı patentte açıklandığını, 1990 yılına ait… nolu patentte idiyopatik pulmoner fibrozis hastalığının tedavisinde kullanılabileceğinin açıklandığını, her iki patentin de süresi sona erdiği için molekülün kullanımının herkese açık olduğunu, kamusal alanda olması nedeniyle her firmanın kural olarak bu molekülü içeren bir ilaç üretme hak ve yetkisine sahip olduğunu, müvekkilin etken maddesi pirfenidon olan bir ilacı piyasaya sürmeyi amaçladığını, Endikasyon patentlerinin, zaten bir hastalığı tedavi ettiği bilinen etken madde kullanımının, örneğin dozunun ayarlanması yoluyla yine aynı hastalığı daha kolay/etkili tedavi ettiğinin bulunduğu patentler olduğunu, bu patentlerin korunma açısından en çok tartışılan patentler olduğunu, diğer taraftan, asıl patenti biten ama herhangi bir usul patenti (doz v.s.) olan bir ilacı, bu usul endikasyon patentlerine tecavüz etmeden, farklı yöntemler kullanarak üretmenin, kullanmanın ve satmanın mümkün olduğunu, müvekkili tarafından yapılan araştırmalarda, pirfenidon molekülünü halen koruyan bir patent bulunmamakla beraber, davalı şirketin bazı “endikasyon patentlerinin” bulunduğunun saptandığını, davalıya ait bu patentlerin …, … ve… sayılı patentler olduğunu, davacının piyasaya sürmeyi düşündüğü ilacın, davalıya ait patentlerin hakkını ihlal etmediğini, davalının endikasyon patentlerinde korunan tüm unsurların dikkate alındığını, ve istemlerde yer alan unsurları ihlal etmeyecek şekilde patentte idiyopatik pulmoner fıbrozu (IPF) tedavi edecek bir başka ilaç geliştirildiğini belirterek 551 sayılı KHK’nın 149. maddesi gereğince, davalının patent belgelerine hiçbir şekilde tecavüzde bulunulmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.


Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Usul yönünden, davacının 551 Sayılı KHK’nın 149. maddesindeki önceden ihtar çekme şartını yerine getirmeden bu davayı açtığını, bu nedenle işbu davanın dava şartının yerine getirilmediğinden reddinin gerektiğini, davacının piyasaya sürmeyi düşündüğü ilacın, davalıya ait patent haklarına tecavüz ettiğini, davacı yanın dava dilekçesinde ürününün davalının patentlerine ihlal edip etmediğini kanıt delillerini dosyaya ibraz etmediğini, davalı tarafından layık-ı veçhile beyanda bulunulabilmesi için davanın çözümünde kilit delil niteliğini haiz ruhsat dosyalarının incelenmesi gerekeceğini, davacı yanın dava dilekçesinde yer verdiği birtakım beyanlardan, her ne kadar ürünün adı zikredilmemiş olsa da, ürününün … ticari isimli ürün olduğu anlaşıldığı, davaya konu ürünün … olduğu var sayılarak cevapların verileceğini, Sağlık Bakanlığı TÎTCK resmi internet sitesinden KÜB ve KT dokümanlarının üçüncü kişilerin erişimine açık olması sebebiyle, dava konusu ürünün … olduğu ve KÜB ve KT bilgilerine göre davalının patent haklarına tecavüz ettiğinin anlaşıldığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce bildirilen tüm deliller toplanmış, özel ve teknik bilgi gerektirmesi nedeniyle bilirkişi raporu aldırılmıştır.


Mahkememize sunulan bilirkişi heyeti raporunda özetle; Davacının ruhsata konu ürünün “…” isimli ürün olduğu, söz konusu ürünlerin davalının … sayılı patentinde koruma altına alınan buluşun kapsamına girmediği, eşdeğer nitelikte olan unsurlar dikkate alındığında da patentin kapsamına girmediği, … ve … sayılı patentlerinin kapsamına girdiği görüş ve kanaatine varılmıştır.

KANAAT VE GEREKÇE

Dava, 551 sayılı KHK’nın 149 (SMK 154) maddesi uyarınca açılmış, davacının ruhsata konu “…” isimli ürünün, davalıya ait …, …, … sayılı patentlere tecavüz oluşturmadığının tespiti talepli davadır.
Davanın açıldığı 18.05.2016 tarihinde yürürlükte olan kanun Mülga 551 sayılı KHK’dır. Bu nedenle, davacının ürünlerinin davalının patentlerine tecavüz edip etmediği, Mülga 551 sayılı KHK’nın ilgili maddeleri kapsamında incelenmiştir.


551 SAYILI PATENT HAKLARININ KORUNMASI HAKKINDA KHK’NIN DAVA KONUSUNA İLİŞKİN MADDELERİ:


Patentten Doğan Hakkın Kapsamı ‘ ,
Madde 73 – Patent hakkı sahibi, buluşun yeri, teknoloji alanı ve ürünlerin ithal veya yerli üretim olup olmadığı konusunda! herhangi bir ayırım yapmaksızın patent hakkından yararlanır.
Patent sahibinin, üçüncü kişiler tarafından izinsiz olarak aşağıda sayılanların yapılmasını önleme hakkı vardır:


a – Patent konusu ürünün üretilmesi, satılması, kullanılması veya ithal edilmesi veya bu amaçlar için kişisel ihtiyaçtan başka herhangi bir nedenle olursa olsun elde bulundurulması;
b – Patent konusu olan bir usulün kullanılması;
Patent Başvurusu veya Patentten Doğan Koruma Kapsamı ve İstem veya İstemlerin Yorumlanması
Madde 83 – Patent başvurusu veya patentten doğan korumanın kapsamı istem veya istemler ile belirlenir. İstem veya istemler tarifhame ve resimler esas alınarak yorumlanır.
İstem veya istemler, bir yandan patent başvurusu veya patent sahibine hakkı olan korumayı sağlayacak ve diğer yandan üçüncü kişilere de korumanın kapsamı açısından makul bir düzeyde kesinlik ifade edecek şekilde birlikte yorumlanıp.


Patent başvurusu yapılmış olan beşeri, veteriner ve zirai ilaçların imalat ve satış ruhsatlarının tasdiki için ilgili makamlarca talep edilen ve yaratılmaları ve birikimleri önemli bir gayret ve masraf gerektiren ve sahipleri tarafından umuma açıklamamış olan bilgi ve test sonuçlan talep sahibi makam tarafından gizli tutulur. Bilgi ve test sonuçlannı talep eden makam bunların haksız kullanımının önlenmesi için gerekli tedbirleri alır.


İstem veya istemler, kullanılan kelimelerle sınırlı olarak yorumlanamaz. Bununla beraber, patent başvurusu veya patentten doğan koruma kapsamının tespitinde istem veya istemler, buluşu yapan tarafından düşünülen fakat istem veya istemlerde talep edilmeyen, buna karşılık ilgili teknik alanda uzman bir kişi tarafından tarifname ve resimlerin yorumlanması ile ortaya çıkacak özellikleri kapsayacak şekilde kabul edilmez.
Patent başvurusu veya patentten doğan koruma kapsamının belirlenmesinde tecavüzün varlığının ileri sürüldüğü tarihte, istem veya istemlerde belirtilmiş unsurlara eşdeğer nitelikte olan unsurlar da dikkate alınır.
Tecavüzün varlığının ileri sürüldüğü tarihte, eşdeğer unsur, esas itibariyle aynı işlevi görüyorsa ve bunu aynı şekilde gerçekleştiriyorsa ve istem veya istemlerde talep edilen unsur ile aynı sonucu ortaya çıkarıyo

rsa, genel olarak istem veya istemlerde talep edilen unsurun eşdeğeri olarak kabul edilir.
İstem veya istemlerin kapsamını belirlemek için patentin verilmesi ile ilgili işlemler sırasında veya patentin geçerliliği süresince, koruma kapsamının belirlenmesinde patent başvurusu veya patent sahibinin beyanları dikkate alınır.


Patent, buluşun işlev veya sonuçlarının örneklerini veya buluşun bir düzenlenmesinin örneklerini kapsıyorsa, istem veya istemler bu örneklerle sınırlanmış olarak yorumlanmaz. Özellikle, ürün veya usulün sahip olduğu ilave özelliklerim patentte açıklanan örneklerde bulunmaması, bu örneklerde bulunan özellikleri kapsamaması veya bu örneklerde, belirtilen her amaç veya özelliği gerçekleştirememesi hallerinde, ürün veya usul istem veya istemler ile sağlanan koruma kapsamının dışında tutulmaz.

Usul Patentleri İle İlgili Haklar

Madde 84- Patent konusunun yeni ürün veya maddelerin elde edilmesine ilişkin bir usul olması halinde, aynı özellikleri taşıyan her ürün ve maddenin patent verilmiş buluş konusu usule göre elde edilmiş olduğu kabul edilir. Aksini savunan kişi, bunu ispatla yükümlüdür…

Patentten Doğan Hakka Tecavüz Sayılan Fiiller

Madde 136 – Aşağıda yazılı fiiller patentten doğan hakka tecavüz sayılır:
a – Patent sahibinin izni olmaksızın buluş konusu ürünü kısmen veya tamamen üretme sonucu taklit etmek
b – Kısmen veya tamamen taklit suretiyle meydana getirildiğini bildiği veya bilmesi gerektiği halde, tecavüz yoluyla üretilen ürünleri satmak, dağıtmak veya bir başka şekilde ticaret alanına çıkarmak veya bu amaçlar için ithal etmek veya ticari amaçla elde bulundurmak veya uygulamaya koymak suretiyle kullanmak
c – Patent sahibinin izni olmaksızın buluş konusu olan usulü kullanmak veya buluş konusu usulle doğrudan doğruya elde edilen ürünleri satmak, dağıtmak veya bir başka şekilde ticaret alanına çıkarmak veya bu amaçlar için ithal etmek veya uygulamaya koymak suretiyle kullanmak; … Patent bir ürünün yapılışına ait bir usul için alınmışsa, aynı nitelikleri taşıyan her ürün, patenti alınmış usule göre yapılmış sayılır. Usule tecavüz etmeksizin ürünü ürettiğini iddia eden davalı bunu ispat etmekle yükümlüdür.


Patentten Doğan Hakların Kapsamının Sınırları
Madde 75 – Aşağıdaki fiiller patentten doğan hakların kapsamı dışında kalır:
f- İlaçların1 ruhsatlandırılması ve bunun için gerekli test ve deneyler de dahil olmak üzere, ruhsat konusu buluşu içeren deneme amaçlı fiiller.

DAVALININ PATENTLERİ VE KORUMA KAPSAMI

Patent başvurusu veya patentten doğan korumanın kapsamı, 551 sayılı KHK’nın md. 83 uyarınca istemler ile belirlenir. Patentler, buluşun yeni olduğu iddia edilen ve korunması arzulanan asıl teknik özelliklerinin tanımlandığı bir veya daha fazla sayıda bağımsız (ana) istem içerebilir. Buluşun diğer alt teknik özellikleri ise, bu bağımsız (ana) isteme bağlı olarak yazılan bağımlı istemlerde tanımlanır. Bu nedenle, bağımlı bir istem, bağımlı olduğu ana istemde tanımlanan asıl teknik özelliklerle birlikte, diğer altiteknik özellikleri de içerir. Diğer bir ifadeyle, ana istemdeki tüm teknik unsurları içeren isteme “bağımlı istem” denir. Buluşun asıl teknik özelliklerinin ana istemde tanımlandığı dikkate alınırsa, koruma kapsamı en geniş olarak ana istemde belirlenmekte, buluşun asıl teknik özelliklerine ek olarak diğer alt teknik özellikleri ise bağımlı olan istemde verilmektedir. Dolayısıyla, patent ile korunan bir hakka tecavüz eyleminin gerçekleşmesi için, ana istemde (veya birden /azla ana istem varsa bu ana istemlerin herhangi birinde) bahsedilen unsurların tamamımın, tecavüz ettiği iddiasında bulunulan üründe bulunması gerekmektedir. Zira, bağımsız (ana) isteme tecavüz gerçekleşmeksizin, bu isteme bağımlı olan isteme tecavüzden bahsedilmeyecektir.


Bu nedenle, öncelikle, davacının ürünlerinin ve fiillerinin davalıya ait patent belgelerine muhtemel bir tecavüzün olup olmadığının değerlendirilmesinde, davacının ürünlerinin ve fiillerinin, davalının patentlerindeki ana istemlerin kapsamına girip girmediğinin değerlendirmesi yapılmalıdır. Patentlerin ana isteminin koruma kapsamına girmediği tespit edilen hallerde, kural olarak bu ana istemlere bağlı olan diğer bağımlı istemler itibariyle de tecavüzün olmadığı söylenebilecektir


… Sayılı Patent Belgesi
Dava konusu … sayılı patent belgesi, Avrupa Patent Sözleşmesi (EPC) kapsamımda 06.11.2009 tarihinde yapılan … nolu Avrupa patent başvurusunun tçscil işlemleri neticesinde, … numara ile tescil edilen Avrupa Patentinin, Avrupa Patent Sözleşmesinin Türkiye’ de Uygulama Şeklini Gösterir Yönetmeliğin 11 inci maddesi uyarınca Türkiye’de yayınlanması neticesinde, … firmasına verilmiştir. Davalı “Atipik karaciğer fonksiyonu olan hastalar için pirfenidon tedavisinin modifıye edilmesi.” başlıklı buluşu için 06.11.2009 tarihinden itibaren 20 yıl süreyle geçerli patent belgesine sahiptir.
Patente konu buluş, özetle, genel olarak pirfenidona ve hastalıkların ve bozuklukların tedavisi ile bağlantılı ters etkilerin azaltılmasında kullanımlara ilişkindir. Daha hususiyetle, buluş pirfenidona ve 5-mştil-l-fenil-2-(lH)-piridon (“pirfenidon”) tedavisi ile bağlantılı anormal karaciğer fonksiyonunun azaltılması için kullanımlara ilişkindir.


… sayılı patentin tarifnamesinde, patente konu buluş, buluş konusundaki önceki teknik ve buluş ile önceki teknikte çözümü amaçlanan problem açıklanmıştır.


… Sayılı Patent Belgesi
Dava konusu … sayılı patent belgesi, … kapsamında 03.03.2010 tarihinde yapılan … nolu Avrupa patent başvurusunun tescil işlemleri neticesinde, … numara ile tescil edilen Avrupa Patentinin Türkiye’de yayınlanması neticesinde, … firmasına verilmiştir. Davalı “Fluvoksaminden kaçman pirfenidon terapisi.” başlıklı buluşu için 03.03.2010 tarihinden itibaren 20 yıl süreyle geçerli patent belgesine sahiptir.
Patente konu buluş, özetle, fluvoksamin ve pirfenidon veya CYP enzimlerinin diğer vasat ile güçlü arası inhibitörleriyle advers ilaç etkileşimlerinden kaçınmayı içeren usullerle ilgilidir. Buluş, güçlü bir … inbibitörü olan fluvoksaminle advers ilaç etkileşimlerini önlemeyi içeren pirfenidon terapisi uygulamanın gelişmiş usulleriyle ilgilidir.


… sayılı patentin tarifnamesinde, patente konu buluş, buluş konusundaki önceki teknik ve; buluş ile önceki teknikte çözümü amaçlanan problem açıklanmıştır.
… Sayılı Patent Belgesi


Dava konusu … sayılı patent belgesi, … kapsamında 03.03.2010 tarihinde yapılan … nolu Avrupa patent başvurusunun tescil işlemleri neticesinde, … numara ile tescil edilen Avrupa Patentinin Türkiye’de yayınlanması neticesinde, … firmasına verilmiştir. Davalı “Pirfenidon tedavisi ve sitokrom … indüserleri” başlıklı buluşu için 03.03.2010 tarihinden itibaren 20 yıl süreyle geçerli patent belgesini sahiptir.
Patente konu buluş, özetle, pirfenidonla ve sigara içimi gibi … indüserleriyle olumsuz ilaç etkileşimlerinden kaçırılmasını içeren usullere ilişkindir.


… sayılı patentin tarifnamesinde, patente konu buluş, buluş konusundaki önceki teknik ve buluş ile önceki teknikte çözümü amaçlanan problem açıklanmıştır.
HMK 266. Maddesi uyarınca davaya konu uyuşmazlık çözümü hukuk dışında özel ve teknik bilgiyi gerektiren, genel bilgi ve tecrübe ile ya da hakimlik mesleğinin gerektirdiği hukuki bilgi ile çözümlenmesi mümkün olmayan bir uyuşmazlık olup, mahkememizce dava dosyası; alanlarında uzman İç Hastalıkları Uzmanı …, Patent Uzmanı Kimya Mühendisi … ve Farmasötik Kimya Anabilim Dalı Öğretim Üyesi …İ’den oluşan üç kişilik bilirkişi heyetine tevdi edilmiş, tecavüz iddiası ve diğer hususlar bilirkişi heyetince incelenmiştir.

DAVACININ ÜRÜNLERİNİN DAVALININ PATENTLERİNE TECAVÜZ EDİP ETMEDİĞİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ

Patente tecavüz, patentle korunan istemlerde yer alan unsurların tümünün birebir kullanılması suretiyle: “aynen tecavüz” şeklinde veya patentle korunan istemlerde korunan unsurların tümü veya bir kısmı yerine bunlara eşdeğer unsurların kullanılması suretiyle “eşdeğer yoluyla tecavüz” şeklinde gerçekleşebilir. Tecavüz incelemesinde öncelikle istemlerdeki unsurların birebir kullanılıp kullanılmadığı tespit edilmeli, bu şekilde bir kullanım yok ise istemlerdeki unsurların eşdeğeri sayılabilecek unsurların varlığı araştırılmalıdır.


Dava dosyasında yer alan delillerin incelenmesinde, davacıya ait ürünün “…” isimli ürün olduğu anlaşılmıştır. Sağlık Bakanlığının 23.10.2017 tarihli yazısı ile … ürününün Kısa Ürün Bilgisi (KÜB) ve Kullanım Talimatı (KT) bilgileri dava dosyasına sunulmuştur. Söz konusu yazıda, … ürününün KÜB ve KT’nin 01/10/2016 tarihinde onaylandığı belirtilmektedir.
… ürünü ile davalı tarafın …, … ve … sayılı patentlerinin bağımsız ana istemlerinde belirtilen unsurların karşılaştırması bilirkişilerce ayrı ayrı incelenmiştir:


1) … sayılı patent yönünden inceleme
Tarifnamedeki açıklamalar ışığında bilirkişi heyeti tarafından yapılan teknik değerlendirme sonucunda , … ürününün KÜB ve KT bilgilerinde tanımlaman ilacın, 2 nolu istemin (i) ve (iv) unsurlarını içerdiği, fakat, (ii) ve (iii) unsurlarını içermediği tespit edilmiş, bu nedenle, davacının … ürünü, davalının … sayılı patentinin 2 nolu istemi kapsamına girmediği, nihayetinde davacının … ürünü, davalının … sayılı patentinin kapsamına girmediği kanaatine varılmıştır.


2) … sayılı patent yönünden inceleme
Yine tarifnamedeki açıklamalar ışığında, bilirkişilerce “patentin istemindeki “fluvoksaminin eş zamanlı kullanımından kaçınılması” ifadesinin, pirfenidon ve fluvoksaminin aynı anda uygulanmasından veya birlikte uygulanmasından kaçınılmasını kapsadığı, istemin koruma kapsamı, “pirfenidon ve fluvoksaminin vücudu aynı zamanda etkilemesini sağlayacak şekilde verilerek uygulanmasından kaçınılmayı” kapsayacağı, dolayısıyla, istemin kapsamının, sadece “pirfenidonun kullanılmasına devam edilmesi, ancak fluvoksaminin kullanımının kesilmesi” ile sınırlı olmadığı değerlendirilmiştir. Eş zamanlı kullanım; ifadesi, “pirfenidon ve fluvoksaminin vücudu aynı zamanda etkilemesini sağlayacak şekilde uygulanmasını” kapsayacağı, buna göre, davacının KÜB ve KT’sinde yapılan “fluvoksamin kullanan hastalar … kullanmamalıdır” yönündeki açıklamanın, patentin istemindeki “fluvoksaminin eş zamanlı kullanımından kaçınılması, bunun kontrendike edilmesi veya kesilmesi” ifadesi kapsamında kaldığı” tespit edilmiştir. Bu nedenle, davacının … ürünü, davalının … sayılı patentinin 1 nolu istemi kapsamına girdiği, sonuç o|arak, davacının … ürünü, davalının … sayılı patentinin kapsamına girdiği kanaatine varılmıştır.


3)… sayılı patent yönünden inceleme
… sayılı patente konu buluşun esası, sigara içen hastalarda CYP’lerin aktivitesi, sigara içmeyen kişilere kıyasla anlamlı bir artış gösterdiğinin bulunmasıdır. Tarifnamede de, buluşun sigara içip aynı zamanda pirfenidon alan hastalarda bir olumsuz reaksiyonun keşfine dayandığı belirtilmiştir.
Davacı her ne kadar ürünün KÜB KT’sinde sigara kullanımı konusunda hiçbir uyarı bulunmadığını iddia etmiş ise de, bilirkişi heyeti tarafından yapılan tespit neticesinde “sigara içmenin, … maruziyetini azalttığının ve pirfenidonun etki profilinde değişikliğe sebep olabildiğinin ifade edilmesi, 1 nolu istemdeki pirfenidona azaltılmış maruziyetten kaçınılması için, istemde tanımlanan indüslerin (sigara dumanı, sigara içimi) “konkomitant kullanımından veya birlikte uygulanmasından kaçınılması” ifadesi kapsamında kaldığı” sonucuna ulaşılmıştır. Bu nedenle, davacının … ürünü, davalının … sayılı patentinin 1 nolu istemi kapsamına girmektedir. Sonuç olarak, davacının … ürünü, davalının … sayılı patentinin kapsamına girdiği kanaatine varılmıştır.

DAVACININ … ÜRÜNÜNÜN, DAVALININ PATENTLERİNE EŞDEĞER TECAVÜZ’ÜN VARLIĞININ DEĞERLENDİRİLMESİ

Bilirkişi Heyeti tarafından yapılan tespitler neticesinde, davalının … sayılı patentlerinde korunan istemlerde yer alan unsurların tümünün davacının … ürününde birebir kullanılması suretiyle ihlalin mevcut olduğu kanaatine varıldığından, bu patentler yönünden eşdeğer tecavüz incelenmesi yapılmamıştır.
Davalının … sayılı patenti yönünden ise, istemlerde yer alan unsurların bu şekilde birebir kullanılması söz konusu olmadığından, istemlerdeki unsurların eşdeğeri sayılabilecek unsurların varlığı irdelenmiştir. Ancak, tecavüzün değerlendirilmesinde 551 sayılı KHK’nıri 83üncü maddesine göre eşdeğer unsurların da dikkate alınması gerektiğinden, davalının ruhsata konu ürünlerinde, patentin istemlerine kıyasla bir takım farklılıkların bulunması, muhtemel patent tecavüzünü kesin olarak ortadan kaldırmayacaktır.


551 sayılı KHK’nın 83. md. uyarınca, istemler, kullanılan kelimelerle sınırlı olarak yorumlanmamalı, koruma kapsamının belirlenmesinde istemlerde belirtilmiş unsurlara eşdeğer nitelikte olan unsurlar da dikkate alınmalıdır. Eşdeğer unsur,
• esas itibariyle aynı işlevi görüyorsa ve
• bunu aynı şekilde gerçekleştiriyorsa ve
• aynı sonucu ortaya çıkarıyorsa, genel olarak istemlerde talep edilen unsurun eşdeğeri olarak kabul edilmektedir.
… sayılı patent yönünden incelendiğinde, istemlerde, pirfenidonun kullanılacağı hasta gurubunun spesifik olarak aşağıdaki (i i) ve (i i i) unsurları ile tanımlandığı, ancak bu unsurlara karşılık gelen hasta gurubunun KÜB ve KT’de açıklanmadığı tespit edilmiştir:
İ. Söz konusu hasta pirfenidon verildikten sonra bir veya daha fazla karaciğer fonksiyonu biyolojik belirtecinde Evre 2 bir anormallik sergilemiştir,
İi. Söz konusu hasta pirfenidon verildikten sonra normalin üst sınırı ile karşılaştırıldığında 2-5-5 katın üzerinde artış gösteren bir anormal alanin transaminaz (ALT) ve/veya aspartat transaminaz (AST) seviyesi sergilemiştir


Patente konu buluşta, anormal karaciğer fonksiyonu sergileyen hastaların bile kısa bir süre pirfenidonu kestikten veya pirfenidonu düşük dozlarda aldıktan sonra orijinal tam hedef dozda pirfenidon almaya devam edebileceği bulunmuş, böylece, bu veriliş rejimi sayesinde ilacın tam hedef dozda verilme süresini ve faydalı bir terapötik etki potansiyelini maksimuma çıkarma avantajı bağlanmıştır. Bu veriliş rejimi, istemde belirlenen hasta gurubu ile sınırlıdır.
Davalı, patentin tarifnamesinde Evre 2 anormalliğin hastalarda hepatiti de artırdığı açıklamasına atıfla, Evre 2 anormalliğin hepatiti de kapsadığını ve KÜB’de karaciğer bozukluklarının ayrı başlık altında açıklandığını iddia etmektedir. Ayrıca, … ilacında “hafif’ ve “orta” derecede: hepatit bozukluğun nasıl tanımlandığına ilişkin de herhangi bir açıklama bulunmadığı, bu nedenle, “hafif’ ve “orta” derecede hepatit bozukluğun, istemde tanımlanan bozukluk kapsamımda kalabileceğini iddia etmektedir. Ancak, KÜB’deki bu ifadeler, istemdekinden daha genel bir tanımdır ve istemde tanımlanan spesifik hasta tanımını doğrudan işaret etmemektedir. Ayrıca, “Evre 2 anormallik”in ne olduğu, tarifnamede AST ve ALT değerlerine bağlı olarak açıklanmıştır ve bu tanım “hafif’ ve “orta” derecede hepatit bozukluğuna nazaran daha spesifik bir tanımdır. Buluşa göre hasta, AST ve ALT değerlerine göre izlenerek veriliş rejimi belirlenmektedir. Davacının ürününün KÜB ve KT’sinde ise, böyle bir veriliş rejimi tanımlanmamaktadır. Davacının ürününde bilinçli bir şekilde, AST ve ALT değerlerine göre izlenerek ilaç verilme rejimi belirlenmemektedir. Hasta rastlantısal olarak bu AST ve ALT değerlerine sahip olabilecektir. Ancak, KÜB ve KT’de hastanın bu değerlerinin dikkate alınması yönünde bir yönlendirme bulunmamaktadır. Dolayısıyla, eşdeğer olarak kabul edilme şartları olan aynı işlevi görme- aynı şekilde gerçekleştirme-aynı sonucu ortaya çıkarma koşulları yönünden bilirkişilerce yapılan değerlendirme sonucunda “…’in, istemde bahsedilen spesifik hasta gurubu için sqnuç vereceğinin söylenemeyeceği, …, istemlerde belirtilmiş unsurla, aynı sonucu ortaya çıkarmayacağı, bu nedenle, KÜB’deki “hafif’ ve “orta” derecede hepatit bozukluğu tanımından yola çıkarak, istemde bahsedilen AST ve ALT değerlerine sahip hastalara da bu ilacın verilebilme ihtimali nedeniyle, …’in patentin istemine eşdeğer tecavüz kapsamında kalamayacağı” sonucuna varılmıştır.
Tüm bu açıklamalar muvacehesinde, dosya kapsamında sunulan deliller, KÜB ve KT belgeleri, patent tescil dosyaları, hükme esas alınan, denetime elverişli 01/06/2018 tarihli bilirkişi heyeti raporu bir arada değerlendirildiğinde davanın kısmen kabulü ile, davacının ruhsata konu “…” isimli ürününün davalının “…” sayılı patentine tecavüz oluşturmadığının tespitine, davacının ruhsata konu “…” isimli ürününün davalının “…” ve “…” sayılı patentlerinin kapsamına girdiği bu nedenle tecavüz oluşturduğu anlaşıldığından, bu istemler yönünden davanın reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm oluşturulmuştur.

HÜKÜM :


Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere,
1-Davanın KISMEN KABULÜ İLE,
Davacının ruhsata konu “…” isimli ürününün davalının “…” sayılı patentine tecavüz oluşturmadığının tespitine,
2-Davacının ruhsata konu “…” isimli ürününün davalının “…” ve “…” sayılı patentlerinin kapsamına girdiği bu nedenle tecavüz oluşturduğu anlaşıldığından, bu istemler yönünden davanın reddine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca hesap olunan 59,30 TL karar harcından peşin yatırılan 29,20 TL’nin mahsubu ile kalan 30,10 TL bakiye karar harcının davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca kabul edilen talepler yönünden davacı vekili yararına hesap olunan 5.900,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davacıya verilmesine,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca reddedilen talepler yönünden davalı vekili yararına hesap olunan 5.900,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davalıya verilmesine,
6-Dava kısmen kabul edildiğinden davacı tarafından yapılan: 4.291,99 TL bilirkişi ücreti, 667,25 TL posta gideri olmak üzere toplam 4.959,24 TL yargılama giderinden %50’si 2.479,62 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kalan kısımların davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Davalı tarafından posta gideri olarak kullanılan 100,00 TL yargılama giderinin %50’si 50,00 TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, kalan kısımların davalı üzerinde bırakılmasına,
8-Yatırılan gider avanslarından kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı, (HMK 345/1 md. gereğince) gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamı ödenmek suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.13/01/2021

Kaynakça ; Yargıtay