“İçtihat Metni”

MAHKEMESİ :FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen davada … 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 14.07.2016 tarih ve 2015/126-2016/136 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

Davacının İddia ve Görüşleri


Davacı vekili, müvekkilinin uzun yıllardır “…” markasını kullanarak … ticareti yaptığını, anılan marka ile tüm dünyada tanındığını, markayı birçok ülkede tescil ettirdiğini, davalı …’in müvekkiline ait markayı kötü niyetli olarak Türkiye’de tescil ettirdiğini, daha sonra diğer davalı … isimli şahsa devrettiğini, … 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/911 Esas, 2013/405 sayılı kararı ile markanın hükümsüzlüğüne karar verildiğini, Yargıtay tarafından bu kararın onandığını, bu dava devam ederken kötüniyetli olarak davalı …’ın 2012/38186 ve 2013/08329 sayılı “…” ibareli markaları tescil ettirdiğini, davalı … ile davacı arasında yapılmış olan protokole göre “…” markasının ve patentlerinin davacıya ait olduğunu, istediği zaman vereceğinin kararlaştırıldığını, protokole göre marka ve patentleri davacıya devretmediğini, kesinleşmiş mahkeme kararlarına rağmen …’in “…” markasını kullanmaya devam ettiğini, … adresinden “…” ürünlerini satmaya devam ettiğini, davalıların kötüniyetli olarak hukuku dolandıklarını iddia ederek “…” markasının kullanımının ve anılan marka ile ürün satışının tedbiren durdurulmasını, tecavüzün giderilmesini,haksız rekabet ve marka tecavüzü nedeniyle 20.000,00 TL maddi, 20.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesini, davalı … adına kayıtlı 2012/38186 kod numaralı “… …” ve 2013/08329 kod numaralı “… …” ibareli markaların hükümsüzlüğüne karar verilmesini, …’in … internet sitesi yayınının tedbiren durdurulmasını, dava sonunda anılan alan adının iptaline karar verilmesini talep etmiştir.

Davalının İddia ve Görüşleri


Davalı … vekili, 2012/38186 numaralı “… …” markasının davalı … adına, 2013/08329 numaralı “… …” markasının da … adına tescilli olduğunu, davalının markasal ve ticari kullanımı nedeniyle herhangi bir tecavüz söz konusu olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir. Davalı …, davacı ile arasında herhangi bir sözleşme ve benzeri hukuki ilişki bulunmadığını, davacı taraf ile kendi arasında herhangi bir husumet söz konusu olmadığını, davacı tarafın markaları ile kendi üzerine tescil edilen markaların aynı markalar olmadığını, husumetin kendisine yükletilemeyeceğini savunarak davanın reddini istemiştir.

Davalının İddia ve Görüşleri


Davalı …, davanın 16.06.2015 tarihinde açıldığını, markayı noter satış sözleşmesiyle 04.05.2015 tarihinde devraldığını, davaya dahil edilmesinin hukuka aykırı olduğunu, doğru dürüst ve adına yazılmış bir dava dilekçesinin gelmediğini savunarak davanın reddini istemiştir.

Yerel Mahkeme Kararı


Mahkemece iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; hükümsüzlüğü talep edilen ‘… …’ ibareli 2012/38186 sayılı markanın … adına 29.09.2014 tarihinde, ‘… …’ ibareli 2013/08329 sayılı markanın … adına 04.02.2015 tarihinde tescilli olduğu ve dava tarihinde de bu kişiler adına kayıtlı olduğu, davacının hükümsüzlük davasını davalı …’a yöneltiği, hükümsüzlük davası yanlış hasma açıldığından husumet yokluğundan reddi gerektiği, haksız rekabet ve marka tecavüzü bakımından davalı … adına 2012/38185 sayılı ‘… …’ markasının tescilli olduğu, davalının tescilli ticaret unvanında da ‘…’ ibaresinin yer aldığı, markanın hükümsüz sayılıncaya kadar marka sahibinin kullanma hakkının olduğu gerekçesiyle hükümsüzlük davasının husumet yokluğu nedeniyle, haksız rekabet ve marka tecavüzü şartlarının oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

Yargıtay Kararı


Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.


Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.


SONUÇ:

Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 6,70 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 21.06.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Kaynakça ; Yargıtay