“İçtihat Metni”

MAHKEMESİ :FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen davada Bakırköy(Kapatılan) 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 06/04/2016 gün ve 2014/136 – 2016/48 sayılı kararı bozan Daire’nin 09/04/2018 gün ve 2016/9597 – 2018/2520 sayılı kararı aleyhinde asıl ve birleşen davada davalı vekili tarafından karar düzeltilmesi isteğinde bulunulmuş ve karar düzeltme dilekçesinin süresi içinde verildiği de anlaşılmış olmakla, dosya için düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra gereği konuşulup düşünüldü:

Davacının İddia ve Görüşleri


Davacı vekili, müvekkili tarafından üretilen TPMK nezdinde 2009/05178 tasarım tescil numarası ile müvekkili adına tescilli çoklu endüstriyel tasarım tescil belgesine bağlı boruların davalı tarafından belirgin bir şekilde benzerinin taklidi yapılarak ürünleri de tanıtım kataloglarında, internet sitelerinde sergilediklerini, satış ve pazarlamasını yaptıklarını, Bakırköy FSHHM’nin 2011/154 D. İş sayılı dosyası ile tespit edildiğini, davalının müvekkilinin tasarım hakkına tecavüzü nedeniyle tecavüzün önlenmesine karar verilmesini; birleşen davada ise müvekkili adına tescilli 2009/05178 tasarım tescil belgesindeki tasarım ile davalı adına tescilli 2012/61300 tescil nolu markanın benzer olduğunu, turuncu renk çift şerit çizgi müvekkili tarafından uzun yıllardır kullanılmakta olduğunu, müvekkili firmanın ürünlerinin ayırt edilmeyecek kadar benzerini davalı tarafından marka olarak tescil edilmesinin hükümsüzlük sebebi olduğunu belirterek 556 sayılı KHK 7/b maddesi davalı markasının hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep etmiştir.

Davalının İddia ve Görüşleri


Davalı vekili, müvekkili tarafından üretilen borularda TPMK nezdinde tescilli 2012/61300 nolu markadaki logo ve çizgilerin kullanıldığını, turuncu rengin kimsenin tekelinde olmayıp, başka firmalar tarafından da kullanıldığını, davacının tasarım hakkına tecavüz bulunmadığını ve bu nedenle davanın reddine karar verilmesini; birleşen davaya cevabında ise davacının tasarımının yenilik ve ayırt edicilik niteliği olmadığını, ürünler üzerinde bulunan renk ve çift çizginin birçok firma tarafından kullanılmakta olduğunu, davacının tasarımı ile müvekkilinin markası arasında farklılıklar bulunduğunu, bilgilenmiş kullanıcının üzerinde yarattığı genel izlenim ile karıştırılmaya müsait olmadığını bu nedenle davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

Yerel Mahkeme Kararı


Mahkemece asıl ve birleşen davanın reddine dair verilen karar, taraf vekillerinin temyizi üzerine Dairemizce bozulmuştur.


Bu kez davalı vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur.

Yargıtay Kararı


1) Asıl davada 2009/05178 sayılı tescilli tasarıma dayalı olarak davalının tasarım hakkına tecavüzün önlenmesini talep etmiş buna karşı davalı taraf kendi adına tescilli olan 2012/61300 sayılı markaya dayalı olarak davanın reddini talep etmiştir. Birleşen dosyada ise davacı 2009/05178 sayılı tasarıma dayalı olarak davalı adına tescil olunan markanın hükümsüzlüğünü talep etmiştir.


Tescilli tasarım hakkı sahibinin, tasarım görselinin benzerinin başkaları tarafından marka olarak tescil ettirilmesi halinde 556 sayılı Markaların Korunması Hakkında KHK 8/5. maddesi ile 35. maddeleri gereğince hükümsüzlük davası açma imkan, hak ve yetkisi bulunmakla birlikte, davalının marka tescilinin paralel çift çizgi arasında “SANICA” ibaresinden oluştuğu, bununla birlikte davalının bu markayı davacının tasarım tescilinde olduğu gibi kesintisiz iki düz çizgi arasında kullandığına ilişkin herhangi bir delil ve emare bulunmadığından davalı adına tescilli markanın hükümsüzlüğüne ilişkin birleşen davada mahkemece verilen red kararı yerinde olup, davalı vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairemizin 09.04.2018 Tarih 2016/9597 Esas 2018/2520 Karar sayılı bozma ilamının birleşen davaya yönelik (1) numaralı bendinin kaldırılmasına ve mahkemece birleşen davada verilen hükmün bu gerekçe ile onanmasına karar vermek gerekmiştir.


2) Birleşen davada varılan sonuç karşısında, davalının kullanımı tespit edilemediğinden tecavüzün önlenmesi talepli asıl davada davanın reddine dair verilen hüküm yerinde olup, davalı vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairemizin 09.04.2018 Tarih 2016/9597 Esas 2018/2520 Karar sayılı bozma ilamının asıl davaya yönelik (2) numaralı bendinin kaldırılmasına ve mahkemece asıl davada verilen hükmün bu gerekçe ile onanmasına karar vermek gerekmiştir.


SONUÇ:

Yukarıda (1) ve (2) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle davalı vekilinin karar düzeltme itirazlarının kabulü ile Dairemizin 09.04.2018 Tarih 2016/9597 Esas 2018/2520 Karar sayılı bozma ilamının kaldırılarak, asıl ve birleşen davada verilen hükmün açıklanan gerekçe ile ONANMASINA, ödediği temyiz peşin, temyiz ilam ve karar düzeltme harcının isteği halinde karar düzeltme isteyen davalıya iadesine, peşin harcın onama harcından mahsubuyla 79,60 TL’nin asıl ve birleşen davada davacıdan alınmasına, 25/06/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Kaynak; Yargıtay