“İçtihat Metni”

MAHKEMESİ :FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen davada… Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 10/09/2014 tarih ve 2008/200-2014/230 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

Davacının İddia ve Görüşleri


Davacı vekil, müvekkilinin “…İ” ibareli 12.sınıf ürünleri içeren 1994/152912; 2005/28639, 1999/209323 sayılı tanınmış markaların sahibi olduğunu, “…” ibaresinin 12.sınıf ürünler için ülkemizde ilk olarak müvekkili taraafından kullanıldığını, davalının müvekkili markaları ile iltibasa neden olacak ve onun tanınmışlığından haksız yarar sağlayacak şekilde “…” ibareli 12.sınıf ürünleri içeren 31.10.2005/46924 sayılı markayı adına tescil ettirdiğini, anılan tescilin müvekkilinin marka tescilinden doğan haklarına zarar verdiğini ifade ederek, davalı adına tescilli “…” ibareli 2005/46924 sayılı markanın hükümsüzlüğü ile sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalının İddia ve Görüşleri


Davalı şirket vekili, müvekkilinin “…” ibareli markasının tanınmışlık vasfının bulunduğunu, hükümsüzlüğü istenilen marka dışında müvekkilinin “…” ibareli 12.sınıf ürünleri içeren 06.08.1998/10742 sayılı markasının TPE nezdinde tescilli bulunduğunu, bu haliyle “…” ibareli marka üzerinde kazanılmış hakkının var olduğunu, davacı markalarıyla müvekkilinin markalarının iltibasa neden olmayacağını, … ibaresinin ayırt ediciliğinin bulunmadığını, bu ibarenin kullanılması nedeniyle iltibas doğmayacağını ifade ederek, davanın reddini istemişlerdir.

Yerel Mahkeme Kararı


Mahkemece iddia, savunma, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; taraflar arasında görülen ve karara bağlanan aynı markaya ilişkin dava dosyaları bulunduğu, davacının “…” ibaresini içeren 12.sınıf ürünleri kapsayan 1994/152912 sayılı markasının bulunduğu, bu marka tescilli iken davalının 06.08.1998/10742 sayılı 12.sınıf ürünleri içeren “…” ibareli markayı adına tescil ettirdiği, davacının anılan tescilden sonra kendi adına “…” ibaresini içeren 1999/209323 ve 2005/28639 sayılı markaları tescil ettirdiği, daha sonra davalının 31.10.2005 tarihinde yargılama konusu 2005/46924 sayılı markayı adına tescil ettirdiği, bununla beraber 2005/46922 ve 2005/46923 sayılı marka tescil başvurularında da bulunduğu, davacının davalı adına tescilli “…İ” ibareli 12.sınıf ürünleri içeren 1998/10742 sayılı markanın hükümsüzlüğü istemiyle ….Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2006/218 esas sayılı dosyasında açtığı, davada yargılama sonunda davanın reddine karar verildiği, kararın Yargıtay 11.Hukuk Dairesi’nin 11.10.2013 gün ve E.2013/781, K.2013/18181 sayılı karar ile “markalar arasında iltibas tehlikesinin bulunmadığı, davalının kötüniyetinin ispatlanamadığı, markanın davalı tarafından kullanıldığı” gerekçesiyle onandığı, davacının karar düzeltme istemlerinin Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 03.06.2014 gün ve E.2014/6386, K.2014/10421 sayılı kararıyla “mahkeme kararında belirtilip Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere, davalı markasında bulunan esaslı unsur konumundaki “…” ibaresinin yeterli ayırt ediciliği sağlamış olmasına, 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi uyarınca iltibas tehlikesinin bulunmamasına, davalının markasını kullandığının sabit olmasına, kötüniyetin kanıtlanamamasına ve davanın beş yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılmamış olmasına” işaret edilerek reddedildiği, işbu davada iptali istenen markanın “…” ibareli olduğu, hükümsüzlük istemi yukarıdaki gerekçe ile reddedilen 1998/10742 sayılı markadan tek farkının ayrıca “…” ibaresini içermesi olduğu, bu haliyle davalının 2005/46924 sayılı “…” ibareli markasının adına tescilli 1998/10742 sayılı “…” ibareli marka ile aynı esas unsurları içerdiği, yargılama konusu markanın işletmesel köken itibariyle önceki marka ile bağlantılı olduğu mesajını açık biçimde verdiği, önceki markanın serisi olarak algılanacağında hiçbir tereddüt bulunmadığı, davalının önceki markaya dayanarak hükümsüzlüğü istenen 2005/46924 sayılı marka üzerinde kazanılmış bir hak elde ettiği, esasen işbu davaya da emsal alınabilecek nitelikte olan yukarıda belirtilen Yargıtay kararlarında da işaret edildiği üzere “SAFARİ” ibaresi itibariyle markalar arasında bir iltibas veya iltibas tehlikesinin mümkün bulunmadığı, markanın kötüniyetle tescil ettirildiği yönünde bir emareye rastlanmadığı, derecattan geçen karar kapsamına göre diğer mahkemelerde derdest bulunan veya incelenmeksizin kesinleşen kararların ise, eldeki davaya emsal alınabilmesinin olanaksız bulunduğu gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.


Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.

Yargıtay Kararı


Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.


SONUÇ:

Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 3,70 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 08/05/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Kaynak-Yargıtay